40 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz Kahramanmaraş merkezli iki depremin ardından devlet kurumları, sivil toplum örgütleri, dernekler ve gönüllü vatandaşlar, yaraların sarılması için harekete geçerken bir yandan da bundan sonra depreme yönelik önlemler konuşuluyordu.

Türkiye’nin gündemi tamamen depreme yönelirken geçtiğimiz hafta gündem bir anda siyasete döndü. Altılı masanın 13 Şubat’ta yapmayı planladığı ancak deprem nedeniyle ertelediği toplantı yeniden planlanınca ve sonrasında da çeşitli krizler ortaya çıkınca Türkiye’nin gündemi yeniden siyaset olmuştu. Ancak, bu durum haklı olarak 11 ilde halen çadır ve temiz su problemi yaşayanların tepkisine neden oldu. İnsanlar seslerini duyurmaya çalışıyordu. 

Ancak bir yandan da 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor ve siyasi partiler de seçim kampanyalarına başlamak üzere. İşte bu noktada deprem bölgesinden gelen tepkileri gören partiler, seçim kampanyalarının odağını bölgeye çevirmeye karar verdi. Şu anda gerek iktidar gerekse de muhalefet olsun tüm partilerin mutfağında deprem bölgesine yönelik yardım çalışmalarının yanı sıra, bölgedeki insanların sorunlarına kalıcı çözüm önerileri çalışılıyor. 
Zaten öyle de olması lazım. Bir ay önce yaşadığımız deprem yaraları kolay sarılamayacak ve yıllarca unutamayacağımız bir depremdi. Önümüzdeki günlerde partilerin ne gibi çözümlerle deprem bölgesine gideceğini göreceğiz.
 
Bir yandan da çeşitli kurum ve kuruluşlar da sorumluluk bilinciyle hareket etmeye devam ediyor. Özellikle en son Ankara Ticaret Odası’nın almış olduğu karara dikkat çekmek lazım. ATO deprem nedeniyle 100’üncü yıl kutlamalarını iptal etti. Buraya harcanacak kaynaklar, ATO’nun kalıcı konut için başlattığı seferberlikte kullanılacak. ATO Başkanı Gürsel Baran, “Asrın felaketiyle yıkıldık, birlik beraberlikle yeniden ayağa kalkacağız. Bir tuğla da biz koyup, deprem bölgemizde ATO 100’üncü Yıl Evleri inşa edeceğiz. Acımızı unutmadan, umudumuzu kaybetmeden yaralarımızı birlikte saracağız” dedi. ATO’nun bu tavrının diğer kurumlara da örnek olması gerektiğini düşünüyorum.