8 Mart tarihinin biz kadınlar için ayrı bir yeri var. Lakin toplumda kabul görmeyen ya da yanlış anlamlandırılan bir yanı da var.

8 Mart'ı sadece hediyelere sığdırmaya çalışan bir kesim var mesela. Bugünün anlam ve önemini yalnızca kutlama olarak algılayan bir kesimden söz ediyorum. Bu yazımda ilk olarak sizlere 8 Mart'ın neden önemli olduğunu anlatmak istiyorum.


Nedir 8 Mart'ın anlamı?
Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından bu şekilde tanımlanmış olarak her yıl 8 Mart'ta kutlanan uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Dünya Kadınlar Günü, kadın hakları hareketinde bir odak noktasıdır.
Dikkatinizi çekerim "kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanması." Bu tanımlamadan anlayacağımız üzere bugünü kutlamak için kadınlara bir alan tanımamız gerekiyor. Cinsiyetçi ayrımlardan kaçınmamız gerekiyor. Bir kadının "kadınlar gününü" kutlayabilmek için onun eylemlerine, düşüncelerine saygı duymamız gerekiyor.


Bu yazımda en çok değinmek istediğim konu ise kadınlar gününün anlamını yerine getirmek için neler YAPMAMALIYIZ'dan bahsetmek.
Peki neler YAPMAMALISINIZ?
En basiti ile başlayabiliriz mesela, çocuklarınızı cinsiyetlerine göre ayırmamalısınız.
Kız çocuklarının okuma hakkını ellerinden almamalısınız.
Kadının seçtiği meslek karşısında gerici bir tavırla durmamalısınız.
Anne olma mecburiyetini kadının omzuna yüklememelisiniz. Onun en büyük görevi annelik yapmakmış gibi davranmamalısınız.
Kendisi istemediği sürece evlenmesi için zorlamamalısınız.
Çalıştığı yerde sadece kadın olduğu için başarısını elinden almamalısınız, ya da kadın olduğu için mobing uygulamamalısınız.
"O işten ne anlarsın" gibi saçma sapan tavırlarla kadınları sabote etmeye çalışmamalısınız.
Tercih ettikleri hayat tarzına müdahale etmemelisiniz.
En önemlisi de sırf cinsiyetinden dolayı özgürce gezip, eğlenip hayattan zevk alma duygularını çalmamalısınız.


Kadınlar gününü kutlayabilmek için ilk önce toplum olarak herkes kendi sorumluluğunu yerine getirmeli. Bunun yanı sıra kadınlara 365 gün içinde yalnızca bir gün değer verme anlayışından da vazgeçilmeli. Kadınları yılda bir kez bir hediyeyle anmak yerine onların da dilediği hayatı yaşamalarına imkan verilmeli. En önemlisi de artık kadınlara saygı duyulmalı.
Zaten biz kadınların derdi yalnızca bir çiçek bir hediye ile anılmak ya da mutlu edilmek değil. Bizim derdimiz hakkımız olanı almak, hakkımız olan hayatı yaşamak. Çıktığımız herhangi bir yolda cinsiyetçi ayrımcılıklarla karşı karşıya kalmamak. Bizim derdimiz yaşamak, öldürülmeden, şiddete maruz kalmadan, psikolojik baskılara uğramadan, sadece yaşamak. “Kadın” kalıbına sıkıştırılarak değil insan olduğumuz için yaşamak.