6 Şubat felaketini yaşayalı tam bir ay oldu. Herkes yavaş yavaş işine, okuluna, evine dönerken acının tam ortasında kalan insanlar mücadeleye devam ediyor.

 Bu, yardımlar sona erdi anlamına gelmiyor. Hala elindeki tüm imkanlarla hem maddi hem manevi olarak yardım ulaştırmaya çalışan insanlarımız var. Bu felaketi en derinden yaşayan insanlara omuz olmaya devam edenler var. Öyle de olmalı zaten. 


Ülke olarak birbirimize sırt vermemiz gereken bu dönemde yaşananları bu kadar çabuk unutmamamız gerektiğini düşünüyorum. Binlerce insanın can verdiği deprem felaketinin gündemden düşmemesi gerek. Ama canım ülkemde ne yazık ki sular durulmuyor. Daha henüz bir ay olmuşken, kayıp insanlar bulunamamışken, Hatay'da içme suyu yokken, yaralar sarılamamışken her sabah kalktığımızda başka konuları tartışıyoruz. 


Bir süre ara veremez miyiz? Ara veremedik diyelim daha sessiz, yaşananları geri plana atmadan, odak noktamızı değiştirmeden sürdüremez miyiz bu süreci? 
Daha birkaç gün önce depremzede çocuklar için oyuncak atılan sahalar kavga arenasına dönmeli miydi mesela? Ya da binlerce insan can vermişken, onlarca insan kayıpken süreci daha sağlam yürütmek gerekirken siyasi tartışmalar bu kadar ön planda olmalı mıydı? 


Hayır, hayır, hayır. Konu ne olursa olsun felaketin önüne geçmemeliydi.
Hayat devam mı ediyor? Evet ediyor, etmeli de. Belki bu konuda hem fikiriz ama uzun bir süre, en azından oradaki insanların hayatı tam anlamıyla başlamadan depremden daha büyük bir gündemimiz olmamalı. Hiçbir konu kayıp insanların, enkazların, sürekli olan sallantıların önüne geçmemeli. Hiçbir gündem oradaki acıdan önemli olmamalı. Birbirimize omuz vermeye, acıları paylaşmaya, bir an önce ayağa kalkmak için elimizden geleni yapmaya devam etmeliyiz.
Üstümüzden bu tozu atıp yeniden rengarenk şehirlerin rengarenk insanları olacağız. En önemlisi yaşananları asla unutmayacağız!