CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 10 Ekim 2023 tarihli grup toplantısında konuştu. Sözlerine, 8 yıl önce 10 Ekim Gar Katliamında yaşanan terör saldırısında yitirdiklerimizi anarak başlayan, terörün bir insanlık suçu olduğunu tekrar tekrar yineleyen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Terör bir insanlık suçudur, kimden ve nereden gelirse gelsin. Teröre karşı durmak da bir insanlık vazifesidir. Bugün 10 Ekim Gar Katliamının 8. Yılı. Tarihimizde ilk kez bir terör eylemi dolayısıyla 103 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yaşlısı genci kadını erkeği 103 kişi. Dolayısıyla bizim hem bu olayın takipçisi olmak, hem de buna benzer olayların bir daha bu coğrafyada olmaması için çaba harcamak görevimizdir.
Devleti devlet yapan o devletin temel kurumlarıdır. Devletin temel kurumları üç ayak üzerine inşaa edilir, yasama, yargı ve yürütme. Çağdaş demokrasilerde buna bir dördüncü ayak da eklenmiştir, medya. Medya aynı zamanda yasama yargı ve yürütmenin aldığı kararları halk adına denetleyen bir kurumdur. Medya bu işlevini kaybettiği zaman yasama, yargı ve yürütmeyi sağlıklı denetleyen bir organ kalmamış olur.
Adaletin çürüdüğünü, yasama organının yani bugünkü parlamentonun bu çürümeye bir anlamda katkı verdiğini, yürütme organının ise bu çürümede ana aktör olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bütün dünya da biliyor.
Şu anda toplumun canını yakan bir sorun var, ekonomi. İster markete gidin, ister pazara gidin, ister bakkala gidin, nereye giderseniz gidin, alış veriş yaptığınızda canınızın yandığını görürsünüz. Arzu ettiğiniz bir şeyi alamamanın, özellikle çocukların arzu ettiği bir şeyi alamayan annenin dramını oralarda görürsünüz. Öyle bir noktaya geldik ki ekonomi artık dikiş tutmuyor.
Dünyada gıda fiyatları % 10.7 düştü ama Türkiye’de gıda fiyatları % 70.7 artmış durumda. Yani dünyanın gidişiyle ters bir noktadayız.
Emekliler için artık bir şey söylemeyeceğim, çünkü emekliler için söylediğimi başka hiçbir parti başkanı söylememiştir. En baştan beri ramazan ve kurban bayramlarında birer maaş ikramiye alsınlar diye verdiğim mücadele sonunda bir noktaya geldi. Şimdi yine ısrar ettik emekliler geçinemiyorlar diye. Emekliye sonunda 5 bin lira ikramiye vereceğiz dediler.
2023’te aya gideceğiz diyorlardı, öyle bir noktaya geldik ki, aydan vazgeçtik, artık markete bile gidemiyoruz. Geldiğimiz nokta budur.
Önümüzde bir tezkere var; “Terörle mücadele edeceğiz” diyorlar. Hiçbir zaman terörle mücadelenin karşısında olmadık. Tam tersine terör nereden, kimden gelirse gelsin her türlü mücadeleyi yapın dedik. Bu kadar açık. Sınır ötesi operasyon, zaten uluslararası hukuk bize o yetkiyi veriyor, terör varsa giderim vururum, o kadar. Şimdi önümüze bir tezkere getiriyorlar, elbetteki terörle mücadele konusunda verilecek her yetkiye biz “evet” deriz, ama anlamadığım bir şey var. Tezkerede “Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması” diyor.
Birinci sorum Bahçeli’ye; partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi, MHP olarak bu tezkereye evet diyeceğini söylüyorsun, sana bir soru: Yabancı asker postallarının Türkiye topraklarını çiğnemesine “evet” diyor musun demiyor musun? Bu kadar açık.
Asla ve asla yabancı bir askerin Türkiye'ye gelmesini istemiyorum!
Bahçeli'ye ikinci sorum: Bu yabancı askerler kimler? Amerikanlar mı, Ruslar mı, Japon’lar mı, Yunanlar mı, kim bunlar? Hangi askeri terörle mücadele için Türkiye’ye davet edeceksiniz?
Bu ülkede terörle mücadeleyi TSK verdi, polislerimiz verdi. Binlerce şehidimiz var, bir tane yabancı asker bile gelmedi. Şimdi beyler “Terörle mücadele edeceğiz, yabancı askerleri davet edeceğiz” diyorlar. Kim bu yabancı askerler? Öyle bir noktaya geldik ki, helikopterimiz düşürülür, yabancılardan duyarız, Akdeniz’de gemimiz basılır, yabancılardan duyarız. Karadeniz’de gemimiz basılır yabancılardan duyarız. SİHA’mız düşürülür onu da yabancılardan duyarız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman böyle bir durumla karşı karşıya kalmamıştı. Onlar önce açıklıyorlar, biz duyuyoruz, sonra utangaç cevapları dinliyoruz. Ne demek bu? Gemin basılacak sesin, gıkın bile çıkmayacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu duruma hiç düşmemişti. Şimdi terör dolayısıyla tarihimize baktığımızda binlerce şehit vermişiz, Suriye’de vermişiz, Irak’ta vermişiz, Libya’da vermişiz, kendi ülkemizde vermişiz, bir tek yabancı asker istemeden, şimdi beyler diyorlar ki, yabancı askerleri Türkiye’ye davet edeceğiz terörle mücadele için. Kim bu yabancı askerler?
Ben ve bütün CHP’liler, artı bütün vatanseverler, ülkesini ve bayrağını sevenler, bir tek yabancı askerin Türk topraklarına postallarının değmesini asla istemiyoruz.
Bana tezkereye niye hayır diyeceksin diye soruyorlar. Yabancı asker istiyorsan “evet” de, “milliyetçiyim” diyorsan sen de “hayır” diyeceksin.