Geçtiğimiz haftasonu İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi bir helikopter kazası sonucunda yaşamını yitirdi. Haberleri izler izlemez, zorunlu başörtüsüne karşı çıktığı için tutuklanan ve polis nezaretindeyken öldürülen Mahsa Amini ve İran’da hakları için mücadele etmekten asla vazgeçmeyen kadınlar geldi.

İran Devrimi 20. Yüzyılda Orta Doğu’da gerçekleşen en önemli gelişmelerden biriydi. İran’da 1979’da gerçekleşen İslam Devrimi sonrasında toplumsal yaşam, şeriat kurallarına göre şekillendi. Çıkarılan yeni yasalar, kadınları sahip oldukları birçok haktan geri koymuş ve erkeklere göre onları dezavantajlı bir duruma getirmişti.

İslam Devrimi sonrasında, başörtüsü kadınlar için zorunlu hale geldi, boşanma hakkı kadınların ellerinden alındı, boşanma akabinde eğer çocukları varsa, çocukların velayetini kadının alması zorlaştırıldı… 

Mahsa Amini de bu eşitsizliğe karşı mücadele eden kadınlardan biriydi. Mahsa Amini, 22 yaşındayken, başörtüsü kurallarına uymaması gerekçesiyle gözaltına alındı ve ahlak polisinin kötü muamelesi sebebiyle 16 Eylül 2022’de hayatını kaybetti. Mahsa’nın ölümü ardından, İran’da 1979’dan bu yana, en çok ses getiren protestolardan biri gerçekleşti. İran’da kadınlar başörtülerini yaktılar, saçlarını kestiler. Gerçekleşen bu protestolar tüm dünyada desteklendi. 

Helikopter kazası akabinde okuduğum, izlediğim tüm haberler, zihnime hep aynı dizeleri getirdi. Mahsa Amini’nin ve insan haklarından, eşitlikten, adaletten yana olan, bunun için mücadeleden vazgeçmediği için yaşamını yitiren insanların anısına saygıyla, Adnan Yücel’in dizeleriyle bitiriyorum yazımı…

“Saraylar saltanatlar çöker

Kan susar bir gün

Zulüm biter.

Menekşeler de açılır

üstümüzde

Leylaklar da güler.

Bugünlerden geriye,

Bir yarına gidenler kalır

Bir de yarınlar için direnenler”