Sinema alanında popüler ödül törenlerinden birisi de BAFTA (British Academy of Film and Television Arts / İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi) tarafından gerçekleştiriliyor. 1947'den bu yana dağıtılan BAFTA Ödülleri, son yıllarda her ne kadar Oscar ile paralellik göstermesi nedeniyle ağır eleştirilere maruz kalsa da sinemaseverlerin gözünde en saygın ödül törenlerinden biri. 18 Şubat Pazar gecesi Londra'da gerçekleşen 2024 yılı BAFTA Ödül Töreni de bu saygınlığı doğrular şekilde geçti ve herkes evine olaysız dağıldı. Bize de ödül alan filmler ile eve eli boş dönen filmler hakkında dedikodu yapmak kaldı…


Öncelikle aylarca yapılan overrated reklamlarla beklentiyi arşa çıkaran ancak bu beklentiyi karşılamanın kıyısına bile yaklaşamayan “Barbie” filmi BAFTA’dan eli boş çıktı. “Yardımcı oyuncu”, “en iyi kadın oyuncu”, “en iyi özgün senaryo”, “kostüm tasarımı” ve “en iyi prodüksiyon tasarımı” dallarında aday gösterilen “Barbie” hiçbirinden ödül alamadı. Yaratıcılıktan ve sanatsal olmaktan uzak, anlamlı bir felsefe barındırmayan “Barbie”, belki alsa alsa "What Was I Made For?" ile “en iyi özgün müzik” ödülü alabilirdi ancak zaten o dalda da aday gösterilmemiş.


“Maestro” filmi de BAFTA’dan eli boş dönenlerden. Yönetmen koltuğunda, yazar kadrosunda ve başrolde Bradley Cooper’ın yer aldığı film, aday gösterildiği 7 dalın hiçbirinden ödül alamadı. Aslında pek çok eleştirmence de başarılı bulunan bu film Christopher Nolan'ın gazabına uğradı ve ödüllerin çoğunu Oppenheimer'a kaptırdı.
Bir diğer ödül alamadığı için dikkat çeken film ise “Napoleon”. Yönetmen koltuğunda Ridley Scott’un yer aldığı ve Napolyon Bonapart'ın kökenlerini, imparatorluğa doğru hızlı ilerleyişini ve aşk ilişkilerini mercek altına alan film, aday gösterildiği dört dalda da ödül alamadı ve eve eli boş döndü.


Peki BAFTA’dan eli boş dönmeyenler kimler? 
Elbette öncelikle "Oppenheimer"...
Aday gösterildiği 13 daldan 7’sini evine götüren "Oppenheimer", gecenin en çok ödül alan filmi oldu. “En iyi film”, “en iyi yönetmen (Christopher Nolan)”, “en iyi erkek oyuncu (Cillian Murphy)”, “en iyi yardımcı erkek oyuncu (Robert Downey Jr.)”, “en iyi kurgu (Jennifer Lame)”, “görüntü yönetimi (Hoyte van Hoytema)” ve “en iyi özgün müzik (Ludwig Göransson)” dallarındaki ödülleri göğüsleyen film, her ne kadar politik altyapısı açısından yoğun eleştirilere maruz kalsa da teknik açıdan mükemmele yakın olması, güçlü “cast”ı, yoğun close-up’ları, lineer olmayan zaman akışı ve müzik seçimleri ile 2024 BAFTA Ödül Töreninde ödüle doydu.
Yorgos Lanthimos’un yönettiği ve uyarlama bir senaryoya sahip olan "Poor Things (Zavallılar)" filmi ise aday gösterildiği 11 daldan 5’ini kazanarak geceye en çok ödül alan ikinci film olarak adını yazdı. “En iyi kadın oyuncu (Emma Stone)”, “en iyi prodüksiyon tasarımı (Shona Heath, James Price, Zsuzsa Mihalek)”, “kostüm tasarımı (Holly Waddington)”, “makyaj ve saç” ile “en iyi görsel efekt” dallarındaki ödüllerin tamamını evine götürdü.


Ve böylece “Oppenheimer” ile "Poor Things" filmleri BAFTA’da dağıtılan 24 ödülün 12'sini yani yarısını sildi süpürdü.
“The Holdovers” filmi “en iyi oyuncu seçimi” ödülünü alırken, filmde muazzam bir oyunculuk performansı gösteren “Da’Vine Joy Randolph” da “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülünü alarak “The Holdovers”’ın ödül sayısını ikiye çıkardı.

Jonathan Glazer’in yönettiği “The Zone of Interest” filmi de BAFTA’dan boş çıkmayanlardan. Martin Amis’in aynı isimli romanından uyarlanan ve Nazi Almanyası’nın en büyük toplama kampı olan Auschwitz-Birkenau yakınında yaşayan Alman bir ailenin yaşamına odaklanan film; “en iyi İngiliz filmi”, “yabancı dilde en iyi film” ve “en iyi ses” dallarındaki ödüllere layık görüldü…
Ayrıca Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ilk 20 gününü anlatan “20 Days in Mariupol” adlı belgesel filmi “en iyi belgesel” ödülünü; Fransız Alpleri'nde bir kulübede kocası ve görme engelli oğluyla izole bir yaşam süren Alman yazar Sandra'nın başından geçenleri anlatan “Anatomy of a Fall” filmi “en iyi özgün senaryo” ödülünü; mükemmel bir Hayao Miyazaki animesi olan “The Boy and the Heron” filmi ise “en iyi animasyon filmi” ödülünü aldı.
Bize de izlemediklerimizi izlemek, izleyip beğendiklerimizi başkalarına önermek düştü... 
Keyifli haftalar…