İletişim kurma ihtiyacı insanlar için geçmişten günümüze kesintisiz şekilde devam etmekte.

Yazının ve matbaanın bulunması şüphesiz iletişim ve bilgilerin daha hızlı yayılması ve daha çok kişiye ulaşabilmesi açısından en önemli gelişmelerden olsalar da, akıllı cep telefonları ile çoğumuzun hayatına giren sosyal medya da, iletişim açısından neredeyse en az ikisinin bulunuşu kadar önemli gelişmelerden biridir. 

İletişimin tarihsel gelişimini, bireyler arasındaki iletişim becerilerinin gelişmesinden takip edebildiğimiz kadar, iletişim araçlarının çeşitliliği ve gelişimi ile de değerlendirebiliriz.

Henüz yazı dahi bulunmadan evvel, insanlar mağara duvarlarına çizdikleri resimlerle, ateşle, dumanla, güvercinle, ulaklar ile iletişim kuruyorlarmış. Zaman içerisinde bu yöntemler hep gelişmiş, değişmiş, dönüşmüş. Yazının bulunmasından sonraki zamanlarda hayata dair gelişmeleri gazetelerden, dergilerden, telgraflardan, hatta diğer teknolojik gelişmelerle beraber ahizesiz telefonlardan, radyo ve televizyonlardan takip eden insanlar, günümüze yaklaştıkça, hem de bilgisayarların ve akıllı cep telefonlarının sahneye çıkışlarıyla beraber, bilgiyi çoğunlukla buralardan takip etmeye başladılar.

İdil Sayımer, Sanal Ortamda Halkla İlişkiler kitabında sosyal medyayı; kullanıcılarına enformasyon, düşünce, ilgi ve bilgi paylaşım imkanı tanıyarak karşılıklı etkileşim yaratan çevrimiçi araçlar ve web siteleri için ortak kullanılan bir terim olarak tanımlamaktadır. İnternet vasıtasıyla hayatlarımızın neredeyse tam merkezinde yer alan sosyal medya aracılığıyla çoğumuz, hızla ve kolayca ulaşılabilir olduğundan, ilgimizi çeken veya merak ettiğimiz konulara veya gündemi meşgul eden flaş haberlere kolayca ulaşabiliyor, kimler bu başlıklarda neler yapmış, neler söylemiş, eleştirenler veya destekleyenler olmuş mu diye de hızlıca göz atıyoruz.

Enformasyona bu kadar kolay ulaşabilmenin de haliyle insan oluş biçimlerimize olumlu ve olumsuz etkileri oluyor.

Olumsuz etkilerden bahsedecek olursak; hızlı ulaştığımız bilgiler zamanla bizlerde, bilginin doğruluğunu test etme, araştırma ihtiyaçlarımızı köreltti. Duyduklarımızı doğrulatma ihtiyacı duymaksızın, hızla yayabilmeye başladık. Merak ettiğimiz her başlıkta hızla fikir sahibi olabilmek, aklındakileri herhangi bir filtreden geçirmeden paylaşabilen cesur bir cehaleti destekledi. Araştırmaya, fikir alışverişi yapmaya, karşımızdakini dinlemeye, bu arada yeni insanlar tanıyıp, sosyal ilişkilerimizi de geliştirmeye, güçlendirmeye pek sabrımız kalmadı. Hız, sabrımızı törpülemeye başladı. Şiddet içeren görüntüler de herhangi bir engele takılmaksızın hızla yayılmaya başlayınca, toplumda kopya cinayetler veya ayrıştırıcı hakaretler de enformasyonun yayılmasına paralel bir hızla toplumda gözlemlenmeye başlandı. 

Bir kısmını yukarıda saydığımız olumsuz etkilerin yanı sıra, şüphesiz sosyal medyanın birçok olumlu yanını da saymalıyız. Yoğun bir tempoyla koşuşturup durduğumuz hayatlarımızda, ufak alanlar yaratıp her an her yerden bir şekilde sosyal medya ağlarımıza bağlanıp gündemden bihaber olmuyor, kolayca takip edebiliyoruz. Global dünyada sadece kendi yaşadığımız alanla ilgilenmiyor, parçanın bütünü nasıl etkilendiğine an be an tanıklık edebiliyoruz. Dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir felaketten hızlıca haberdar olup, o bölgede yaşayanlarla dayanışabilmek için hızlıca organize olmamıza da imkan sağlıyor sosyal medya. Bu vesileyle hiç tanımadığımız insanlara el uzatabiliyor, bir nebze olsun yaralarına merhem olmaya çalışabiliyoruz. Bu da bizi sadece kendi ve ufak çevresiyle ilgili olmaktan, bencil olmaktan, duyarsız olmaktan uzaklaştırıyor. Acil durumlarda, zorlu kapıları açan bir anahtar görevi görebiliyor adeta; zorda kalanların sesini duyurdukları bir çığlığa dönüşebiliyor sosyal medya. Baskıcı rejimler karşısında, özgürce fikirlerimizi yapabildiğimiz bir kürsü görevi görüyor çoğu zaman. 

Hayatlarımıza, kişiliklerimize, insan oluş biçimlerimize bu denli etkileri olan sosyal medyanın, günümüzde hemen hemen herkes tarafından kullanılan bir iletişim aracına dönüştüğünü söylemekte fayda var. Bu perspektiften bakacak olursak, sosyal medyanın olumsuz etkilerini elemek için yapmamız gerekenler; tüm kullanıcılara sosyal medya okur yazarlığına dair  eğitimler verilmesi, özellikle çocuklara ve gençlere iletişimin sadece internet aracılığıyla olmadığının hatırlatılması, sosyal medyanın yasaklanması değil, nerede ve nasıl kullanılması gerektiği bilincinin yaygınlaştırılmasıdır.