Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 28 Şubat 2023 tarihli grup toplantısında konuştu.

Toplantıya; “Acı günlerin ardından yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz, ciddi sorunlarla uğraşıyoruz, ama hiçbir vatandaşımın umutsuzluğa kapılmasına gerek yok” diyerek başlayan Kılıçdaroğlu’nun sözlerinden öne çıkanlar şöyle:

Kısa sürede toparlanmak, kucaklaşmak hepimizin görevi. Birimizin burnu kanasa, kimliğine, inancına bakmadan yanına koşuyoruz. Siyasetin ayrıştırıcı yönü milletimizde yok. Bu CHP olarak bizim en büyük güvencemiz. Birlikte mücadele etmeyi bilen vatandaşımıza güveniyoruz.

Deprem boyunca bölgeye en zor koşullarda giden şoförlerimize teşekkür ediyoruz. 

Hangi partiden olursa olsun, yerel yönetimlere, CHP’li olmayan belediye başkanlarına da teşekkür ediyoruz. Kim taş üstüne taş koyuyorsa onun yanında olmak gibi bir geleneğimiz vardır.

En büyük teşekkürümüz, hiçbir şey beklemeden parmaklarıyla, tırnaklarıyla deprem bölgesine koşan gönüllülere. Bir kişiyi daha kurtarabilmek için, hiçbir şey beklemeden mücadele ettiler.

Belediye başkanlarımız depremin olduğu her noktada olağanüstü başarılara imza attılar. Onlara teşekkür etmek genel başkan olarak benim görevimdir. 27 Şubat saat 10.00 itibariyle 8 bin 163 araç gönderdiler, 23 binden fazla çalışan deprem bölgesindeydi. 6 bin 500 kamyonumuz gitti, 142 mutfak oluşturuldu, 16 mobil fırın oluşturuldu. Çadır ihtiyacı hala var. Bir felaket gününde, nasıl olur da Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum, Kızılay çadır ticareti yapar? Kızılay yetkililerine sesleniyorum, deponuzda kaç çadır varsa, satılmadık kaç çadırınız varsa hepsini alacağız, deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir?

Deniyor ki, iktidar depreme hazırlıksız yakalandı. Devlet dediğiniz kurum bütün risklere önceden hazırlık yapan kurumdur. O nedenle devlette liyakat esastır diyoruz. 

Liyakat dediğiniz kavramı devlette yok ederseniz, devletin kolonlarını kesersiniz. İşi ehline vermek, temel bir kuraldır. Devletin kolonlarını kestiler, devlette liyakati değil sadakati temel aldılar. 

Para dağıtarak acaba insanları yanımıza çekebilir miyiz diye düşünüyorlar. 

Devletin kurumları ortak hareket eder, bir koordinasyon olur, 

Halkına kast etmenin helalliği olmaz.

İki koca gün geçecek, insanlar ölecek, sonrasında helallik isteyeceksiniz, neyin helalliği bu?

Rahmetli Ecevit 1999 depreminden sonra Ulusal Deprem Konseyi’ni kurdu ve başında da bilim insanları vardı. Gelir gelmez o kurulu kapattılar. 

Ortak mutabakat metninde de deprem konusu vardı. Biz bu gerçeği görüyorduk çünkü, depreme karşı hiçbir hazırlık yapılmadığını görüyorduk.

Devletin yeniden inşaası için bazı hazırlıklar yapılması gerekiyor. 11 madde halinde sayacağım yapılması gerekenleri: 

Müteahhitliğin bir kriteri olmalı. 
Müteahhitler için mesleki sorumluluk sigortası getireceğiz.
Yaptı denetim elemanları için de mesleki yeterlilik belgesi getireceğiz.
Yaptı denetim elemanları için de mesleki sorumluluk sigortası getireceğiz.
Tüm yeni yapıların yapı kimlik belgesi olacak ve bunun tapuya kaydı yapılacak.
Kamuya hizmet veren okullar, hastaneler, AVM’ler, konser salonları için deprem güvenliği sertifikası getirilecek.
Kızılay, Afad, Dask gibi kurumlar yeniden yapılandırılıp, eski ruhlarına kavuşturulacaklar. Rant alanı değil, yardım kuruluşu olacak. 
Merkezi ve yerel yönetimlerle iş birliği objektif kurallara bağlanacak. 
Özel ihtisas mahkemelerinin kurulması lazım.
TSK afet sırasında neler yapacak bu konuda bir protokol hazırlanacak.
Toplanma alanları arsalar asla imara açılmayacak.

Devlette bir paradigma değişikliğine gidiyoruz. Herkesin can ve mal güvenliğinin güvence altında olduğu bir devleti inşaa etmek istiyoruz. Topyekûn depreme karşı hazırlık yapacağız.

Millet ittifakı olarak akılla bilgiyle, bilimle, birikimle, adaletle, liyakatla bu sorunları çözeceğiz.