Teknolojinin her gün biraz daha hızlandığı bir dönemde yaşıyoruz. Bir zamanlar bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz insansı robotlar, artık çevremizde yavaş yavaş yer almaya başladılar bile. Gelişen yapay zeka yazılımları, hassas sensörler ve insan biyomekaniğini taklit edebilen tasarımlar sayesinde robotlar artık insan davranışlarını taklit edebilen, iletişim kurabilen, verilen görevleri yapabilen varlıklar haline gelmiş durumdalar.

Bu robotların hayatımıza girişi, tıpkı her teknolojik yenilik gibi, hem umut verici hem de kaygı uyandırıcı yanlar taşımaktadırlar. Kimileri bu robotları hayatı kolaylaştıran yardımcılar olarak görürken, kimileri insanların işlerinden olmasına ya da her şeyin doğal olmayan yapay, soyut bir hal almasından endişe duyuyor. Ben konunun bu yönünü yani artılarını ve eksilerinden bahsetmeden, biraz daha dünyada en son hangi özelliklerde üretilmiş robotlar var onlardan bahsetmek istiyorum.

İlk olarak Abd Boston Dynamics de üretilen Atlas robotu, kendi internet sitelerindeki tanıtım başlığıyla da "dünyanın en dinamik robotları" olarak tanınmaktalar. Endüstriyel alanlarda, üretimde, yapı kontrollerinde, depo ve lojistikte, güvenlik gibi alanlarda kullanılmaya başlandığını söyleyebiliriz. Yine Abd' de üretilen Figure Al robotu ev işlerinde, hassas ev işlerini dahi yapabilen, hem de sanayi işlerinde kullanılan insansı bir robottur. Özellikle Fıgure 3 modeli ile daha da ileriye giden şirket; avuç içine yerleştirilen geniş açılı kameralar ile 3 gramlık basıncı bile algılayan bu robotu geliştirmişlerdir. Yine Abd'de farklı bir amaçla üretilen Ameca adlı robotta, insanlarla genel amaçlı sosyal etkileşim sağlamak amacıyla üretilmiş insana benzerlik üzerine tasarlanmış bir robottur. Çin' dede benzeri özelliklere sahip robotlar üretilmektedir. Hatta AigBot robotları hem ev hem de fabrikalarda ki işleri yapmak üzere tasarlanmış ve hatta seri üretime bile geçmişlerdir. Bunların dışında yine benzer görevler yapabilen, yani hem evde hem de endüstriyel işlerde kullanılabilen robotlara örnek; Tesla inc. tarafından geliştirilen Optimus adlı robotu söyleyebiliriz. Norveç de 1x technologies tarafından geliştirilen Neo Gamma robotu da yine geliştirilmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl yani 2024 de Çin' de Ex-Robot mühendisleri yüz ifadelerinde duygusal ifadeleri daha iyi yansıtabilen, insana yakın tepkiler veren robotlar geliştirdiklerini söylemişlerdir. Hatta şirketin icra kurulu başkanı Li Boyang "Temel model üzerinde de çalışıyoruz. Yaptığımız model çok modlu ve duygusal ifade yeteneğine sahip. Çevredeki ortamı algılayabilir ve uygun yüz ifadesiyle geri bildirimi yapabilir" ifadelerini kullanmıştır.

Görüldüğü gibi insana benzerlikleri de hızla geliştirilen robotlar; endüstriyel, lojistik, ev hizmetleri, sosyal iletişim gibi alanlarda kullanılmaya başlanmış durumdalar. Endüstriyel robotlar zaten uzun yıllardır üretim alanlarında, fabrikalarda yer alıyordu; insansı robotların gelişmesiyle bu kullanım, daha da fazla hale gelmiş durumdadır. Çünkü insansı robotlar, gün geçtikçe, geliştirildikçe insanın kullandığı aletlerle ve çalışma düzeniyle uyumlu hareket edebiliyor. Bu da fabrikalarda verimliliği artırıcı sonuçlar doğuruyor. Ayrıca bu robotların en büyük artısı, insanların yüksek risk taşıyan işlerde çalışmalarında onların yerini alabilme potansiyelleridir. Maden ocakları, nükleer santraller, kimyasal sızıntılar veya arama-kurtarma operasyonları gibi tehlikeli alanlarda robotların kullanılması can güvenliğini artırıcı özellikler göstermektedir.

Görüldüğü gibi robotlar her geçen gün hayatımızın pek çok alanında bizi tamamlayabilecek, destekleyebilecek yardımcılar olma potansiyeline sahipler. Yine de bu teknolojiye bilinçli, temkinli ve etik bir gözle yaklaşmak gerekiyor. Çünkü geleceğimiz, bizim bu gelişimle nasıl bir ilişki kurduğumuza bağlı olacak. İnsansı robotlar bir tehdit mi yoksa bir fırsat mı ollacak? Aslında her ikisi de olabilir. Önemli olan, onları nasıl yöneteceğimiz, hangi sınırları çizeceğimiz ve insanlığın değerlerini bu yeni çağda nasıl koruyacağımızdır.