Gazetecilik etik sorumlulukları gereği haber kaynakları ile olduğu gibi finans kaynakları ile de ilişkileri sınırlı olan bir meslek. Gerçeğe karşı sorumluluğun esas olduğu gazetecilerin, gerçeği halka aktarımında yaşanacak maddi bir manipülasyona karşı çok dikkatli ve şeffaf olması esastır.

Haberin oluşma aşamasından başlayarak halka sunuluncaya kadar olan her aşamasında, haber üstünde şüphe bırakmayacak aşamalar hakkında bilgi verilmelidir. Oturup madde madde dakika dakika neler yaşandığını yazmaktan bahsetmiyorum fakat örnek vermem gerekirse, ulaşım, konaklama gibi konularda eğer haberi yapılacak kişi ya da kurumun katkısı varsa da bir cümle ile bile olsa bahsedilmesi gerekir. Asıl olan gazetecinin kendi imkanları ya da çalıştığı kurumun imkanları ile habere gidilmesidir. Bazen güvenlik sebepleri ile bazı haberlere devlet imkanları ile de gidildiği olabilmekte. Askeri tatbikatlar gibi örneğin.

Dünya da Türkiye’de de çeşitli sebeplerle gazetecilik mesleği finansman sorunu yaşamakta.

Dünya çapında ajanslar bile ilk ekonomik sıkıntılarda haber değeri en az olan ülkelerdeki çalışanlarını işten çıkarmakla önlem alma yolunu seçiyor.

Haber her anlamda maliyetli bir şey. Gazeteciler için sosyal, ailevi, ekonomik yönlerinden maliyetleri söz konusu. Zaman zaman yazılarımda bahsediyorum aslında ama bu konuları sık sık sizlerle paylaşmanın yeni bir anlayış yaratılmasına katkısı olabileceğini düşünüyorum. 

Haberin nerede, nasıl olacağını, bir gazetecinin ne zaman karşısına çıkacağını hiç belli olmaz. Deprem gibi doğa olaylarının ne zaman olabileceğini saat saat bilemiyoruz örneğin. Veya bir kazanın, insanların nasıl davranacağını bilmemiz mümkün değil. Bir kurumda çalışan gazeteciler serbest çalışan gazetecilere oranla daha avantajlılar bu konuda. Olay yerine ulaşımdan, konaklamaya, teknik imkanlar, yeme içme gibi konular bu avantajların başında geliyor. Mesleki tecrübe edinmeye de katkı sunduğu için bu konuda da bir avantaj sağladı söylenebilir.

Serbest gazeteciler bu bölüme kadar yazdıklarımdan mahrum bir şekilde gazetecilik yapmaya çalışıyorlar. Özellikle mesleğe yeni adım atan gazeteci arkadaşlarımızın bu yarışa bir tık daha geriden başladığını söylemek gerçekçi olur. Son zamanlarda ana akım televizyonlardan ayrıldıktan sonra kendi mecralarını yapan gazetecilerin reklamın bir parçası olarak gelir elde etme yöntemi ile de gündeme gelen bu mesele için net bir çözüm henüz bulunabilmiş değil.

Bu konuda örnek olan başka gazeteciler var. Sıfırdan tırnakları ile kazıya kazıya bir seviyeye ulaşmış gelir problemini çözmüş bir iki gazeteci olsa da bu bir sorun olarak gazetecilik mesleğinin önünde bir set olarak duruyor. Bir kere halkın her türlü desteğini kazanabilmek için onları ikna etmek için çaba harcamaları gerekiyor. Bir farkındalık yaratabilmenin en etkili yolu sosyal medya üzerinden kendilerinin sesini duyurmaya çalışmak. Bu yöntem çok ama çok sabır ve çelik gibi sinir gerektiren bir süreç. Herkesin yolun sonunu görme şansı maalesef yok.

Bu sürecin bir diğer aktörleri ise gazetecilik mesleğinin örgütleri olmalı. Bu örgütler daha fazla sorumluluk almak durumundalar. Serbest gazetecilik yapan üyelerine gelir yaratmanın bir yolunu bulmak için onlar da çalışmalı. Örneğin üye aidatlarının bir kısmını (yasal bir engel var mı bilemiyorum) serbest gazeteciler için kullanabilirler, kaynak yaratmak için başka yollar arayabilirler. Örneğin reklam toplayarak ya da basın mesleğine uygun gelir yaratabilecek olan sektörlere giriş yapabilirler.

Bu çalışmalar önemli fikir jimnastiği, beyin fırtınası için dahi her fikrin beyan edilip üzerinde tartışılması gerekir.