2024 yerel seçimleri geldi çattı. Son iki aydır kent yönetimine aday olan isimlerin yoğun bir propaganda dönemine tanıklık ettik. Hemen hemen hepsi kenti nasıl yöneteceklerini, neler inşa edeceklerini, trafik sorununu nasıl çözeceklerini, nasıl sosyal yardımlarda bulunacaklarına dair vaatlerini halka açıklamaya gayret ettiler. Kim kendisini nasıl anlattı, kent yönetimini kazanabilecek kadar seçmeni ikna etti mi etmedi mi yarın akşam göreceğiz. 

Benim kent yöneten insanlardan farklı beklentilerim var. Bu kenti daha düzenli, daha adil ve eşit bir biçimde imkanlarından faydalandığımız, daha görsel yönü güçlü, mimarisi ile daha büyük mesela Güvenpark’tan daha büyük sadece yayalar için oluşturulmuş kent, ilçe, hatta mahalle meydanları olan bir kent özlüyorum. 

İstisnasız her cadde ve sokağında trafik çizgileri ve otopark alanları belirlenmiş bir kent özlüyorum. 
Daha geniş sokakları olan bir kent özlüyorum.

Yapılan inşaat çalışması sırasında yolu kapatmak zorunda kalan firma ya da belediyenin çevrede oturan halka bilgi veren bir anlayışla hareket ettiği bir yönetim ve anlayış özlüyorum. 

4 katlı apartmanımın yanı başına 30 katlı bir inşaat izni vermeyerek evimin çevresinde bir trafik sorununu da yaratmayacak bir yönetim özlüyorum. 

Pazar günleri insanlar biraz dinlenecekken saat 10’dan önce çevre halkına rahatsızlık verecek inşaat vb. çalışmalara izin vermeyecek ve sürekli kenti denetleyecek bir yönetim özlüyorum.

Kışın semt pazarında ısınmak için ateş yapmak zorunda olmak yerine o esnafa ısınma ortamını sağlayacak bir yönetim özlüyorum.

Bir kentin mimari kimliğini oluşturabilecek bir yerel yönetim özlüyorum. 

Çöp toplama sisteminin değişmesi için çabalayan bir yönetim özlüyorum. 

Çok iyi heykeltraşların yaptığı, yaratıcı heykellerin ile olduğu meydanlar ve caddeler özlüyorum. 

Mahallelerde yapılacak her değişiklik için mahalle sakinlerinin fikrine danışan bir yönetim özlüyorum.

Kent sakininin ilettiği sorunları çözebilmek için çare üretebilen bir yönetim anlayışı özlüyorum.

Parklardaki, sokaklardaki ağaçları öncelikle hayatta tutmak için çalışan ilk hedefi kesmek olmayan bir yönetim özlüyorum.

Kent sakinlerinin her şikayetini kendisini eleştirmek, zayıf düşürmek için yapılmış bir yorum gibi algılamayan bir yönetim özlüyorum. 

Daha temiz bir havası olan bir kent özlüyorum.

Cadde ve sokaklarında yola dik bir şekilde araçların park yapılmasına izin vermeyen bir yönetim özlüyorum. 

Sokaklarında parklarında sokak müzisyenlerine izin verecek bir yönetim özlüyorum.

Şehrin insanlarını gülümsetecek minik mahalle şenlikleri düzenleyecek bir yönetim özlüyorum.

Yüksek katlı yapılar ve etrafında da yüksek duvar ve dikenli tellerle birbirinden koparılmamış yaşam alanları özlüyorum.

Şehrin daha iyi denetlendiği, kurallara şehir halkının uymasının teşvik edilmesini sağlayacak bir yönetim özlüyorum.

Resmi görevlilerinin daha nazik olduğunu bir şehir yönetimi özlüyorum.

Liste daha uzar gider tıpkı özlemlerimiz gibi.