Gazetecilik gerçekten de çok ama çok yıpratıcı bir meslek. Afet bölgeleri, savaş bölgeleri gibi çalışılması zor bölgeler özellikle görsel gazetecilik açısından biraz daha zor bölgelerdir. Fiziki ve mental sağlığınızın da yerinde olması gerekir.
Ekipmanınız her zaman hazır olsun.
Çekim ekipmanlarınızdan bahsetmiyorum burada. Afet bölgesinde çalışırken yaşamınıza yardımcı olabilecek araç gereç, malzemelerden bahsediyorum.
Kişisel bakım ürünleri (tırnak makasından parfüme, ıslak mendilden, tuvalet kağıdına, dezenfektan ürünleri, kolonya…)
Çalışma şartlarınıza uygun bolca kıyafet,
Su ısıtıcısı, konserve yemek, ekipmanlarınızı aracınızda şarj etmenizi sağlayacak bir araç içi şarj cihazı (araçtaki güvenliğinizi tehlikeye atmayacak ve birden fazla ekipmanınızı aynı anda şarj etmenizi sağlayacak güçte , olması çok önemli)…
Gideceğiniz afet bölgesine ve mevsime göre bazı hazırlarınızı önden yapmanızda fayda var.
Sel bölgesine gidiyorsanız, çizmeniz, yağmurluğunuz, ekipmanınızı sudan ve yağmurdan koruyacak koruyucu su geçirmez malzemeler…
Yangın bölgesine gidiyorsanız, yanık kremi, taşıyabileceğiniz miktarda su almayı ihmal etmeyin…
Geniş bir alana yayılmış deprem bölgesine gidiyorsanız, dezenfektan, antibiyotikli krem, yara bandı, ıslak mendil, tuvalet kağıdı, mevsimine göre kıyafetler, portatif tuvalet…
Unutmayın! Siz olayların, yaşananların tanığı olacaksınız.
Bu tür bölgelerde sizin tanıklığınıza ihtiyaç duyacak olanlar olabileceği gibi tanıklığınızdan memnun olmayacak insanlar da olabilir. Çevrenizdeki durumu iyi gözlemlemeli, kendinizi istenmeyecek durumlar içine düşürmeden gerekenleri yapmalısınız.
Afetten etkilenen birçok insan sesini sizin aracılığınızla yetkililere ulaştırmak isteyebileceği gibi çeşitli kültürel, dini, siyasi, sebeplerle fotoğraflamaya çalıştığınız, videosunu çekmeye çalıştığınız kişinin ya da yakınlarının tepkisine de maruz kalabilirsiniz.
Tavsiyem, böyle ortamlara girerken aceleci davranmayın. Sizlerden kısa zamanda çok şey yapmanız beklenebilir fakat orada canı yanmış insanlarla karşı karşıyasınız. Fotoğraf ya da video çekmeden önce bir süre oradaki insanların, yavaş hareketlerle ve sessizce size alışmasını sağlayın. Sizin oradaki varlığınızı hazmetmelerine, sizi fark etmelerine olanak tanıyın. Sizi kabullenen afetzedeler siz istemeden bile kendilerini çekmenizi isteyeceklerdir çoğunlukla.
Oradaki durumun başkalarına aktarılmasından memnun olmayacak olan kişiler ya da kötü amaçlarla orada bulunan bazı fırsatçılar tanıklığınızdan memnun olmayacak ve o andaki elinde bulunan imkanlarla size engel olmaya da çalışacaktır. Ortamı size karşı provoke etmek isteyebilirler de.
Güvenliğiniz her şeyin önünde olmalı.
Afet bölgelerinde yardım faaliyetlerine katılmak dışında gelenler de oluyor. Yağma, hırsızlık bunların başında geliyor. Bu insanların varlığı kötü niyetli insanlar ile iyi niyetli insanların karıştırılmasına neden oluyor, olabiliyor. Bu bölgelerde kesinlikle yalnız dolaşmayın, 2-3 kişilik birliktelikler iyidir. Daha fazlasını da önermem. Yanınızda gazeteci olduğunuzu kanıtlayacak bir belge mutlaka olmalı.
Geceleri mutlaka bir fener kullanın. Özellikle kafa fenerlerini öneririm. Bu, güvenlik güçlerinin sizi fark etmesine yardımcı olacaktır. Hasarlı binalardan özellikle uzak durun. Yıkılması halinde size zarar verebilecek olan binaların çevresinden geçmeden önce binaları iyi gözlemleyin, dinleyin. Herhangi bir hareket veya ses geliyorsa başka yoldan gitmeye çalışın.
Kendi tecrübelerim doğrultusunda sizlere bu deneyimlerimi aktarıyorum. En büyük dileğim hiçbir felaketin yaşanmaması fakat bilimi esas almayan toplumlar doğa olaylarından değil ama onların yarattığı büyük etkilerden kaçamaz. Umarım bu bilgileri hiçbir zaman kullanmak zorunda kalmazsınız.