Sabit fikirli olmak diye bir durum var. Fikrinin, düşüncenin, algının sabit kalması demek… Bazı insanlar bu özellikleriyle övünüyorlar. Benim fikrimi hiç kimse değiştiremez ben sabit fikirliyim diyorlar.
Sabit fikirli olan insanlar, kişiliğin, zekanın, karakterin doğuştan geldiğini ve bu özelliklerin hiçbir dış etkenle değiştirilemeyeceğini düşünürler. Sabit fikirli insanlar örneğin karakterlerinin fazlasıyla yüksek olduğunu ve onun değiştirilmeye gerek olmadığını düşünürler. Bu nedenle o sabit fikirde saplanıp kalırlar. Durum böyle olunca da sürekli yüksek karakterlerini ispatlama çabasına girerler.
Sabit fikirli bir insan olmanın tam tersi de gelişime ve ilerlemeye önem veren insan olmaktır. Gelişime odaklanan insanlar ise, sabit fikirlilerin aksine zekanın, kişiliğin, karakterin doğuştan gelen bir özellik olmadığına zamanla ve çevre faktörüyle değiştirilebileceğine inanırlar. Bu tip insanlar her koşulda kendilerini geliştirmeye odaklanırlar. Onlar için sabit kalmak hiç iyi bir fikir değildir.
Sabit fikirli insanların egolu olduklarına dair yaygın bir görüş mevcut. Çünkü bir kimse kendi fikirlerinin, karakterinin, zekasının değiştirilmeye ihtiyaç duymayacak kadar mükemmel olduğunu düşünüyorsa, orada bir ego problemiyle karşı karşıya olduğumuzu görmemiz gerekiyor.
Kendisini eleştirmeyen, eleştirilmesine müsaade etmeyen insan, kendi egosuna yenik düşüyor demektir.
Sabit fikirli insanların önemsediği asıl konu egolarını korumak istemeleridir. Bu da gelişmeye kendini kapatması anlamına gelir. Gelişim odaklı insanlar ise egoyu bir tarafa bırakıp kendisini değişime açık bırakan insanlardır.
Sabit fikirli bir insan için hata yapmak bahane bulmakla aynı şeydir. Çünkü hatayı kendi dışında bir şeye yüklemek ve egosunu korumak zorundadır. Hatta bu durum suçu bir başkasına atmaya kadar gider ve kendisini bir şekilde durumdan kurtarır. Ama gelişim odaklı bir insan, hata yaptıktan sonra öncelikle bu hatanın sebeplerini, sonuçlarını araştırır ve bir daha nasıl bu hatayı yapmayacağını öğrenmeye çalışır. Kimseyi suçlamaz…
Gelişme konusuna önem veren toplumlarla yaratmak için öncelikle kendimizi, daha sonra çocuğumuzu o şekilde yetiştirmeliyiz. Çünkü bizler sabit fikirli olursak yeni nesil de aynı çizgide ilerleyecek demektir. Ve bu gelişmenin önünde duran en büyük engeldir…