Bu köşenin bugünkü sahibi efsanevi, ikonik, unutulmaz “Afgan Kız” fotoğrafının sahibi Steve McCurry. 1950 yılında Philadelphia'da doğan McCurry, Amerika'dan tanınmış foto muhabirlerinden biridir. Film yapımcılığı ve sinematografi okumayı istemiş ve planlamış olmasına rağmen tiyatro diploması sahibidir. McCurry, 1974 yılında üstün başarıyla mezun oldu. Üniversitede yıllarında fotoğrafçılıkla ilgilenmeye başladı ve mezun olduktan sonra iki yıl boyunca Pensilvanya'nın King of Prussia kentindeki Today's Post'ta çalıştı.

Ben McCurry’nin birkaç albümünü incelediğimde bir şey fark ettim. Bir foto muhabiri harika fotoğraflar çekebilir, onları kimse görmeden arşivinde de tutabilir. Ama McCurry çektiği güzel fotoğrafları harika bir sunuş ile bir albümde toplamıştı. Bu sunuş sayesinde fotoğraflarının değeri gözümde bir kat daha artmıştı. İyi bir ekibin elinden çıktığı aşikar.

Serbest çalışan bir fotoğrafçı olarak McCurry’nin kariyeri Sovyet işgalini çekmek amacıyla işgalden hemen önce yerli biri kılığına girip Pakistan üzerinden Afganistan'a girmesiyle başlıyor. Bu işgal sırasında çektiği yoğun çaba ve cesaret gerektiren ve giydiği yerel bir kıyafet üzerine saklayarak ülke dışına çıkarmayı başardığı bu çalışması ona Robert Capa Altın madalyasını kazandırdı.
1986 yılından bu yana Magnum Photos'un üyesi Steve McCurry, Lübnan İç Savaşı, Afgan İç Savaşı, Körfez Savaşı, Kamboçya İç Savaşı, İran-Irak Savaşı ve Filipin İslami Ayaklanması olmak üzere silahlı çatışmaları haber yapmaya devam etti. Çalışmaları uluslararası yayınlarda yer aldı ve ayrıca McCurry National Geographic'e katkıda bulundu. 

Steve McCurry fotoğraflarında savaşın insanlar üzerindeki sonuçlarını gözlemleyebilirsiniz. Sadece yaşam alanları üzerindeki etkileri değil, insanın yüzüne kazınan deneyimleri, en doğal ifadeleri, içlerindeki yılmış, yıkılmış ve yüzlere saklanmış ruh hallerini de yakalamayı ve bizlere aktarmaya çalışmış.
Gelelim şimdi Steve McCurry’in kariyerinde bir dönüm noktası olan o ironik “Afgan Kızı” fotoğrafının öyküsüne.
McCurry Rusların Afganistan işgalini takip etmek için 1984-85 bölgeye gidiyor. Bölgede Afganistan’daki savaş ortamından Pakistan’a göçmek zorunda kalan insanları varlığından haberdar oluyor. Bu onları Pakistan’da oluşturulan bir kampta fotoğraflamak için yola koyuluyor. Yetim kalanlar, evlatlarını kaybeden kadınlar günlerce zor coğrafyada yürüyerek bu kampa ulaşabilmişler. 

Sovyetlerin Afganistan'ı işgali sırasında altı yaşındayken yetim kalan kız, kardeşleri ve büyükannesiyle birlikte yürüyerek Pakistan'a gitmişti.
Fotoğrafın çekildiği sırada henüz 13 yaşında olan kadının kimliği bilinmiyordu ancak yüzü tüm dünyada tanınıyordu.
Steve McCurry o anları şöyle anlatmış: “Sharbat Gula adlı kız genç bir Afgan mülteciydi. 1984 yılında Pakistan'ın Peşaver kentindeki bir mülteci kampında yürürken bir çadırdan sesler duydum. İçeride bir kız okulu vardı ve öğretmenden sınıfın ve bazı öğrencilerin fotoğrafını çekmemin sorun olup olmayacağını sordum. Bir köşede tek başına oturan, delici yeşil gözleri olan küçük bir kızı fark ettim. Gözleri ve yüzündeki hüzün ve trajediyi anlatan ifadeyle, o dönemde milyonlarca Afgan'ın mülteci kamplarında çadırlarda yaşadığı Afganistan'a dair önemli bir hikaye anlattığını hemen fark ettim.”  McCurry ayrıca onun fotoğrafını çekerken, daha önce hiç fotoğrafı çekilmediği için ona meraklı bir şekilde baktığından da bahsediyor bazı kaynaklarda.  “Sharbat ise yıllar sonra kendisi ile yapılan bir röportaj da tanımadığı bir kişini kendisini fotoğraflaması nedeniyle tedirgin olduğundan bahsetmişti.

Yıllarca kimliği bilinmeyen bu kızı bulmak için McCurry tekrar Pakistan’a gider. Vazgeçmek üzere olduğu uzun bir arayışın sonunda Sharbat’ın erkek kardeşini tanıyan birisine rastlarlar ve uzun arayış sonunda Sharbat’ı Pakistan’ın ücra bir köyünde eşi ve üç çocuğu ile birlikte bulur ve ikinci kez fotoğraflar. Fotoğraflar National Geographic’te “İşte O” manşetiyle yayımlanır.

Hikaye burada bitmiyor çünkü McCurry’nin yıllar sonra Sharbat’ı bulması onun ve ailesinin yaşantısını alt üst ediyor.  “Oturma İzni Sahteciliği’nden hakkında soruşturma başlatılıyor ve tutuklanıyor. 

Yoğun çabalar sonu da Sharbat serbest bırakılmış. Steve McCurry  “Ona ve ailesine hukuki ve ekonomik destek sağlamak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Yetkililerin bu eylemine mümkün olan en güçlü şekilde itiraz ediyorum. O, bütün hayatı boyunca acı çekti ve bu gözaltı onu insan hakkının korkunç bir şekilde ihlali anlamına geliyor” diyerek bir kampanya başlatıyor.

Uluslararası bir kamuoyu baskısı yaratılır ve Sharbat küçük bir ceza ile kurtulur. Kampanya kapsamında toplanan maddi destekler ile bir ev sahibi olmuş olur.
Sharbat her şey bittiğinde kendisinin fotoğrafı ile ilgili sorulan bir soruya şu yanıtı verir.

 “O fotoğrafın bana geçmişte yarardan çok zararı oldu. Beni ünlü yaptı ama aynı zamanda tutuklanmama da neden oldu.”