Sevmek kelimesini duyunca aklımıza hemen birçok şeyi gelir. Bu bazen insanı sevmek olabiliyorken, doğayı sevmek, hayvanları sevmek, yaptığın işi sevmek, karşı cinsi aşkla sevmek, vatanı sevmek ya da bir eşyayı sevmek de olabilir. Eminim şuan bu yazıyı okuyan kim varsa onların da akıllarına birçok örnek gelmiştir. Çünkü sevmek kelimesi o kadar geniş bir kavram ki her birimizin bilincinde sayılamayacak kadar şey belirmiştir.
Sevmek kelimesini düşünürken insanın aklında kolay kolay olumsuz bir şey de oluşmaz. Fakat sevmek kelimesini bir başka türlü de düşünmek gerekir. Nasıl mı? Örneğin parayı ‘sevdiği’ için inşaattan malzeme çalan müteahhittin yaptığı binanın ilk depremde yıkılması. Ya da gösterişi ‘sevdiği’ için hayvanların derisi kullanılarak yapılan kürkleri giyen sayısız kadın. Veyahut ‘sevdiği’ kadın canını sıktı diye onu öldüren bir erkek…
Peki, bu örnekleri okuyunca sevmek kelimesine ilişkin aklınızdan neler geçti? Zihnimizde ilk bakışta olumlu bir anlam oluşturan sevmek kavramı bir anda ne kadar karmaşık bir hal alıverdi. Şimdi bu örneklere kulak verince sevmek pek de iyi bir şey değilmiş deyip işin içinden çıkabiliriz. Ancak bu da sevmek kelimesine haksızlık olur.
Sevgiden örülmüş bir şekilde tasavvur ettiğimiz dünya hayali de yerle bir olur. Tüm bunlara baktığımızda sevmek kelimesini olumlu kılacak şeylere bakmak gerekiyor sanırım. Bu cevap kişiden kişiye farklılık gösterse de benim cevabım VİCDAN olacaktır.
Kişi vicdan olgusunu İster dinsel öğelerle bağdaştırsın isterse de etiksel normlarla ilişkilendirsin hiç önemli değil. Yeter ki bunu içinde hissedebilsin. Çünkü ancak vicdan sahibi bir insan güzel sevebilir. Çünkü vicdan sahibi insanda doğru yanlış duygusu vardır. Her duygunun temelinde olması gereken vicdan olgusu belki de en çok sevmekle ilişkili. Bu nedenledir ki sadece vicdan sahibi insan sevmek eylemini bencillik yapmadan, özünü bozmadan hissedebilir.
Dilerim ki hayatlarımızda sevmeyi bilen vicdanlı insanlar eksik olmaz.