6 Şubat depremlerinin birinci yıldönümüne sayılı günler kaldı. Deprem bölgesinde yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl hazırlandık, nasıl yola çıktık, yolda başımıza neler geldi? Hızlı bir tazeleme gerçekleşti zihnimde. 

Tüm bu yaşananları hatırlarken aklıma geçmişte yaşanan depremlere giden foto muhabirleri ağabeylerimin yaşadıkları aklıma geldi. Neden dedim bir yazımda da bu günlerden bahsetmiyorum. 
Yaklaşık iki buçuk yıl her gün foto muhabirlerin anılarını kendi YouTube kanalımda paylaşmıştım. O günlerde birçok değişik olayı ilk ağızdan dinleme ayrıcalığını yaşadım. Foto muhabirlerinin birbirlerini nasıl atlatmaya çalıştıklarını, nasıl dayanıştıklarını, nasıl eğlendiklerini, nasıl çalıştıklarını, neler hissettiklerini, nasıl değer gördüklerini ne yediklerini ne içtiklerini, nasıl hayatta kaldıklarını anlatan yüzlerce anıdan bahsediyorum. 

Biliyorsunuz deprem en öncelikli sorunlarımızdan birisi ülke insanları olarak. Bende geçmişte deprem bölgesinde çalışan foto muhabirleri neler yaşamış diye anıları arasında gezinirken İlhan Kuyucu ağabeyin 1976 Van depreminde yaşadıklarını bir kez daha dinleyerek o günleri hatırlamak istedim. 
1976 yılında Van’ın Muradiye, Çaldıran ilçelerinde yıkıma neden olan bir deprem meydana geliyor ve o dönemde Anadolu Ajansı’nda çalışan İlhan Kuyucu iki muhabir arkadaşı ile birlikte burada görevlendiriliyor. Ajansta görev yapmanın hem mesleki sorumluluk açısından hem de ağır ekipman nedeniyle ağır olduğunu belirtiyor. Çaldıran’da çalışıp fotoğraflarını geçmek için Van’a dönmüş, siyah beyaz filmlerini yıkatmış, karta bastırmış. Fotoğrafları da telefoto diye adlandırılan bir alet ile merkeze iletebiliyorlar. Telefotonun şöyle bir çalışma düzeni var. Telefoto, ışık teknolojisini sese dönüştürüyor, telli devreler üzerinden merkeze ulaşıyor, orada tekrar sistem tersine çalışıyor, ses ışığa dönüşüyor, ışığa karşı hassas madde üzerine yansıtılıyor ve fotoğraf elde ediliyor. Tüm hazırlıklarını tamamlayan Kuyucu PTT şubesine gidiyor.

PTT şubelerinde kuranportör dedikleri tüm iletişimin belirli bir merkezden geçtikleri noktalar var ve buralar için öncesinde genel müdürlüklerden izin alınması gerekiyor. Ajans bu gerekli izinleri almış. Van’daki kuranportörlüğe fotoğrafları geçmek için gittiğinde rakip ajansın (Türk Haberler Ajansı) çalışanları AA’nın fotoğraf geçmesini engellemek için bazı oyunlar oynamışlar. İki tane telli devre varmış ve bu telli devrenin bir tanesi gazetecilere ayrılmış diğeri de acil durumlar için ayrılmış. 
Önceden telli devreye gelip telefotosunu bağlayan ekip fotoğraf geçmeden öylece hattı işgal ederek AA’nın yani İlhan Kuyucu ağabeyin fotoğraf geçmesini engellemeye çalışmışlar.
Aradan yarım saat kadar bir süre geçmesine rağmen ellerinde geçecek bir fotoğraf olmadan boş boş bekliyorlarmış. Bu arada gazetelerin taşra baskılarına fotoğrafları yetiştirebilmesi için gerekli süre çok azalmış ve İlhan ağabey panik yaşamaya başlamış.

Şeytan İlhan Ağabey’i dürtmüş. İlhan abi telli devreyi takip etmiş onların göremeyeceği bir yerde devrelerden iki ucuna bir tanesini yakasında taşıdığı bir diğerini de etraftan bulduğu iki toplu iğneyi yerleştirip birbirine temas ettirerek kısa devre yaptırtmış. Bu seferde karşı tarafta bir telaş ve panik yaşanmaya başlamış. İlhan abi onlara demiş ki “Sizin sitemde arıza oluştu, lütfen benimkini bağlayın” mecburen kabul etmek durumunda kalmış diğer ekip. Böylece İlhan abi zamanında fotoğraflarını merkezine ulaştırmayı başarabilmiş.