Kaderin mahkumları filmi, 1953 yılında tamamı Ankara'da çekilmiş ilk Türk filmidir. Filmin yönetmenliğini, aynı zamanda devlet tiyatrosu sanatçısı da olan Vedii Cezayirli ve Ekmel Hürol birlikte yapmışlardır.

Oyuncu kadrosunun da, neredeyse tamamı devlet tiyatrosu oyuncularından seçilmiştir. Filmin konusu ise, bir eroin kaçakçısının kız kardeşi ve onun sevgilisi arasında geçen olayları ele almaktadır. Filmin senaryosu da Tekin Akmansoy tarafından yazılmıştır. 

Filmin oyuncu kadrosunda Tekin Akmansoy, Gönül Bayhan, Beheriye Özsoy, Vedii Cezayirli, Ekmel Hürol, Atıf Kaptan, Kadriye Tuna, Ahmet Eskici ve Ahmet Evintan yer almıştır. Filmin müziklerini ise Mualla Mukadder Atakan yapmıştır.

Film Ankara'da çekilen ilk Türk filmi olmakla birlikte, bu ekibinde ilk filmidir. Gönül Bayhan ile başrolü paylaşan Beheriye Özsoy, Zafer Gazetesine verdiği röportajın bir bölümünde şunları söylemiştir. " Bizde filmin ne güçlüklerle hazırlandığını, yarım saat önce benimle birlikte olup da görmenizi isterdim. Filmimizin stüdyosu, geçen yıla kadar kömür dağıtılan barakadır. Hani şu Sağlık Bakanlığı'ndaki demir köprünün yanı. Tahta kulübenin içi. Ötesini siz düşünün. Filmcilikte pek acemiyiz diyebilirim. Senaryo, rejisör, artist ve madde eksikliğimize, bir de bilgisizliğimiz eklenince kötü neticeler almamız tabiidir. Bu mühim konuyu tek başlı düşünüp de, suçu şu veya bu şahsa yükleyemeyiz. Memleketimizde filmciliğin büyük maddi ve manevi yardımlarla ancak kalkınabileceğine inanıyorum. Film artistliği de bambaşka bir şey. Her tiyatro sanatkarının başarı göstermesi mümkün değil." Demiştir.

Filmin tamamının Ankara'da geçmesinin bir nedeni de Filmin bütün oyuncu kadrosunun Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularından olmasıdır diyebiliriz. Mekan olarak; Gençlik Parkı, Çubuk Barajı, Atatürk Orman Çiftliği, Çankaya gibi mekanlar kullanılmıştır. Sahne ve mekan seçimleri, dönemin Ankara'sının atmosferini başarıyla yansıtmıştır. Filmdeki oyunculuklar da, film zorlu koşullarda çekilmesine ve ilk kamera önü oyunculukları olmasına rağmen, oldukça başarılıdır. Sahnelerde konu gereği, zengin ve modern yaşantı planları yer almıştır. Film sektörünün kalbi olan İstanbul'a alternatif bir şehir imajı çizilmek istenmiştir. Fakat film, gişede çok da bir başarı sağlayamamıştır. Bu arada Filmin görüntü yönetmenliğini, o dönemki birçok bürokratın faaliyetlerini görüntüleyen, profesyonel fotoğrafçı Osman Darcan yapmıştır. Kendisi aynı zamanda ünlü bir portre fotoğrafçısıdır. Film Osman Darcan'ın profesyonelliği ile sinematografik açıdan oldukça başarılıdır. O dönemin teknik imkânlarına rağmen dikkate değer bir başarı sergilemiştir. Kamera kullanımı, çekim açıları ve kurgusal düzenlemeler, filmin anlatısını destekler niteliktedir ve seyirciye filmde yaşananları aktaran etkili bir dil oluşturmuştur. Özellikle, filmin çeşitli mekanlarda geçen sahneleri, çevresel faktörleri ve atmosferi ustalıkla yansıtan bir görsel kompozisyon sergilemiştir.

Gişede karşılaştığı başarısızlık, İstanbul filmcileri kadar tecrübe sahibi olmamalarından kaynaklı olabilir belki de ama; yine de ekibin özellikle o dönemde sektörel anlamda sıfır çeşitliliği olan Ankara’da böyle bir işe girişmeleri büyük bir alkışı hak etmektedir.