Komediden bilim kurguya, dramdan aksiyona, binlerce içeriği izleyici ile buluşturan Netflix, her geçen gün yeni içeriklerini izleyici karşısına çıkarmaya devam ediyor.
Yalnızca dizi, film değil belgesel, biyografik içerikler de sunan platformun kullanıcı sayısı da oldukça fazla. Dünyanın dört bir yanında içeriklerin tek bir yerde buluşturulduğu platformda ne izleyeceğini bulamayanlar için beğendiğim korku temalı filmleri derledim.
Diğer türlerden tamamen ayrılan ve büyük bir kitlesi olan korku temalı yapımlar gündemden düşmüyor. Ancak etkileyici korku temalı filmlere rastlamak biraz zor. Bu sebepten fantastik film izlemeyi sevenler araştırma yapıyor. İşte çok beğeneceğiniz korku temalı filmler...
Siyah Kuğu
Nina Sayers (Natalie Portman), New York'ta prestijli bir bale okulunda genç bir dansçıdır. Nina, otoriter annesi Erica (Barbara Hershey) ile yaşamaktadır. Bale okulu, Kuğu Gölü eseri için hazırlanmaktadır. Yönetmen Thomas Leroy (Vincent Cassel), yeni bir baş dansçı seçmek zorundadır. Bu dansçı; masum, kırılgan Beyaz Kuğu ve onun karanlık şehvetli, kötü ikizi olan Siyah Kuğu ile birlikte ikisini de canlandırabilmelidir. Nina, birkaç dansçıyla birlikte gösterinin bir bölümü için seçilir. Yönetmen Nina'yı Kuğu Kraliçesi yapmayı planlamamaktadır. Nina rolü istemek için yönetmeni ziyaret ettiğinde, yönetmen sert teknikli dansının Beyaz Kuğu için uygun olduğu; ama Siyah Kuğu için gerekli olan tutkunun olmadığını söyler. Thomas zorla Nina'yı öpünce, Nina onu ısırır. Thomas, Nina'daki potansiyeli görür ve ona rolü verir.
Nina, güçlü saplantılar ve ayrıntılı halüsinasyonlar içeren psikozlu semptonlar gösterir. Yedek dansçı Lily hakkında paranoyakça davranarak baş rolden uzaklaştırmaya karar verir. Bu arada Thomas, Nina'nın Siyah Kuğu için “soğuk” dansını gittikçe daha çok eleştirir ve mükemmeliyetçiliği bırakmasını; sadece Siyah Kuğu rolü için kendini kaybetmesini söyler.
Bir akşam Lily, Nina'nın kapısını çalar ve dışarı bir yerlere oturmak için davet eder. Nina başlarda karasızdır; ama annesiyle tartıştıktan sonra Lily'ye katılmaya karar verir. Gece boyunca, Lily çekingenliğini azaltması için Nina'ya hap önerir. Nina sadece bardaki erkeklere değil, Lily'ye de ilgi duymaya başlar. O gecenin geç saatlerinde, Nina evine Lily ile birlikte döner ve annesiyle yeniden kavga ederler. Lily ile birlikte odasına giderle ve annesinin girememesi için engel koyar. Lily, Nina'yı baştan çıkarır. Sonraki sabah, Nina yalnız uyanır ve provaya geç kalır. Yetişmek için acele eder. Stüdyoya girdiğinde, yokluğunda Lily'nin Kuğu Kraliçesi olarak dans ettiğini görür. Sinirli bir şekilde Lily'ye karşı koyar ve ona sabah neden uyandırmadığını sorar. Lily, Nina'ya geceyi barda tanıştığı bir erkekle geçirdiğini bildirir.
Bale gösterisinden bir gece önce, Nina güçlü halüsinasyonlar görmeye devam eder. Nina, gösteri gecesi uyanır, kilitli odasında annesiyle birlikte. Erica, bale okuluna telefon ettiğini, Nina'nın kendisini iyi hissetmediğini ve performansını sergileyemeyeceğini bildirdiğini söyler. Şiddetli bir kavgadan sonra Nina annesine karşı gelir ve evden çıkar. Nina gösteriye gittiğinde Thomas, annesinden gelen telefondan dolayı yerine Lily'nin çıkacağını söyler. Nina, Thomas'ı dinlemez. Lily'e ise oldukça kızgındır. Yine bir halüsinasyon görür. Bu gördüklerinin en ağırıdır. Gördüklerinden sonra istemeden kendisini ayna parçası ile yaralar. Ve yaralı haliyle sahneye çıkar. Gösterinin son sahnesini oynadıktan ve perde kapandıktan sonra Nina'nın yaralı olduğu fark edilir. Fakat artık her şey için çok geçtir. Nina hayatını adadığı sahnede gözlerini hayata yumar.
Şeytanın Avukatı
Şeytanın Avukatı, aynı isimli romandan uyarlanan 1997 yapımı bir Hollywood filmidir. Başrollerde Al Pacino, Keanu Reeves ve Charlize Theron oynamıştır.
Film başarılı bir avukat olan Kevin Lomax'in (Keanu Reeves), zengin iş insanı John Milton (Al Pacino) ile tanıştıktan sonra garipleşen hayatını konu alır. Avukat Kevin Lomax, işinde başarılı olmayı o kadar ciddiye alır ki müvekkillerinin suçlu olduğunu bilse dahi onları adaletin elinden kurtarmayı başarır. John Milton adında zengin bir iş insanı ile tanıştıktan sonra New York'a yerleşir. New York'a yerleştikten sonra eşinin yaşadığı psikolojik sorunlar, avukat Lomax'in de bazı gerçeklere ulaşmasını sağlayacaktır.Haklı ya da haksız gözetmeksizin kazandığı davalarla dikkat çeken Kevın Lomax (Keanu Reeves) kendisine gelen büyük teklifi reddedemez ve Florida'dan New York'a taşınır. Yeni şirketinin patronu ise, John Milton (Al Pacino) adında çok zengin ve hırslı bir adamdır. Başlangıçta her şey güzel görünmektedir, davalar kazanılmaktadır, ama Kevin'in özel hayatı yavaş yavaş kararmaya, eşi Mary Ann (Charlize Theron) ile arası bozulmaya başlar. Bütün bunlarda John Milton'ın kelimelerle açıklanamayan bir etkisi vardır.
Fleet Sokağı'nın Şeytani Berberi
Filmde karısına göz koyan güçlü bir hakim tarafından haksız yere Avustralya'ya sürgün edilen Benjamin Barker (Johnny Depp) ve onun acımasız iş ortağı ve sevgilisi Bayan Lovett'ın (Helena Bonham Carter) maceraları anlatılır.
Barker, yıllar sonra karısı ve kızının intikamını almak için "Sweeney Todd" takma adıyla Londra'ya burada eskiden kendisine ait olan berber dükkânına geri döner. Amacı karısı Lucy'yi ve küçük kızını kurtarmak ve onu haksız yere hapse gönderen Yargıç Turpin’i (Alan Rickman) öldürmektir.
Bayan Lovett, Barker'a karısı Lucy'nin arsenik ile intihar ettiğini söyler. Barker'ın rakibi olan gösterişli İtalyan berber Pirelli (Sacha Baron Cohen), Barker’ı kimliğini açıklamakla tehdit edince, Barker onu boğazını keserek öldürür. Cesetle ne yapacağını bilemezken, Bayan Lovett bu krizi, kötü olan işini kurtarmak için çözüm olarak görür ve turtalarını insan etiyle doldurmayı önerir. Pirelli'nin çok kötü davrandığı çırağı Toby, Bayan Lovett'ın yanında çalışmaya başlar.
Sweeney, Yargıç Turpin'in ergenlik çağındaki üvey kızı Johanna ile evlenmeye karar verdiğini öğrenir. Yargıç, Johanna'nın vesayetini elinde tutmak istemektedir. Johanna ise Sweeney'in yolculuk arkadaşı olan genç bir denizci ile kaçmayı planlamaktadır.
Bu sırada Bayan Lovett'ın turtaları Londra'da ün salmıştır. Bayan Lovett saygınlık kazanmayı ve Sweeney’le evlenip deniz kenarında yaşamayı düşlemektedir. Fakat Sweeney'in aklında intikamdan başka hiçbir şey yoktur.
Filmin sonunda Sweeney yargıcı ve kötü yürekli yardımcısını öldürür. Öldü sandığı karısı Lucy'yi de yanlışlıkla öldürür. Bayan Lovett'i fırına atarak öldürür. Toby ise Sweeney'i boğazını ustura ile keserek öldürür.