Ankara’da sonbahar sadece yaprakların dökülmesi değil, sahnelerin açılmasıdır. 17. Ethos Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali, bu yıl da başkentin kültürel damarlarını harekete geçiren bir buluşmaya dönüştü. Çankaya Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen festival, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Alegria Korosu’nun büyüleyici performansıyla perdeyi açtı. Pan (Two) Mim, Parallax ve Çelik Çomak Gösteri Topluluğu gibi grupların sahne aldığı açılış gecesi, Ankara’nın tiyatroya olan tutkusunu bir kez daha hatırlattı.
Bu yılki tema “Kent ve Tiyatro”. Sadece sahnede değil, sokakta, söyleşide, atölyede ve konferansta da kentle sanatın ilişkisi masaya yatırılıyor. Prof. Dr. Üstün Dökmen’in “Kentte Rol, İdol ve Onur” başlıklı konferansı, tiyatronun birey ve şehirle kurduğu bağa ışık tutarken; Yeşim Eyüboğlu’nun moderatörlüğündeki söyleşi, yerel yönetimlerin kültürel üretimdeki rolünü sorguluyor. Festivalin bu düşünsel katmanı, tiyatronun sadece bir sanat değil, aynı zamanda bir toplumsal refleks olduğunu hatırlatıyor.
İran’ın konuk ülke olduğu festivalde Almanya, Özbekistan, Kazakistan, Gürcistan ve Makedonya’dan gelen topluluklar da sahne alıyor. Bu çeşitlilik, Ankara’nın uluslararası kültür trafiğinde nasıl bir merkez haline geldiğini gösteriyor. Yerli katılım da güçlü: 22 tiyatro topluluğu, 10 gün boyunca Ankara’nın farklı sahnelerinde izleyiciyle buluşacak. Kentin kendi tiyatro üretimiyle dışarıdan gelen seslerin buluştuğu bu zemin, Ankara’nın kültürel hafızasını canlı tutuyor.
Ethos, sadece bir festival değil; Ankara’nın sahneyle kurduğu bağın, kamusal alanla sanatın, bireyle hikâyenin buluştuğu bir alan. Bu şehirde tiyatro, sadece izlenen değil, yaşanan bir şey. Ve Ethos, bu yaşanmışlığı her yıl yeniden hatırlatıyor.