Psikolojik rahatsızlıklar, çağımızın en önemli meselesi haline geldi. Fiziksel rahatsızlıklar bir yana, dünya en çok psikolojik rahatsızlıklarla başa çıkmaya çalışıyor. Aslında yaşadığımız çoğu hastalığın psikoloji ile ilgisi olduğu söyleniyor.
Dünya genelinde yaklaşık 450 milyon kişi ruhsal hastalıklardan etkileniyor. Uzmanlara göre, yaşamımız boyunca ruhsal bir hastalıkla karşılaşma olasılığımız yüzde 30 civarında. Bu da her 4 kişiden birinin ruhsal bir sıkıntısı olduğunu gösteriyor.
Ruhsal sağlık her türlü işleyişi etkileyebiliyor. Bir kişinin yaşadığı olaylar karşısında sergilediği tutum, duyguları ve düşünceleri o kişinin ruhsal yönünü ortaya koyuyor. Yaşadığımız toplumda, ailemizle, arkadaşlarımızla, işimizle yoğun bir etkileşim içindeyiz. Eğer bu etkileşim sürecinde denge ve uyum varsa kişinin ruhsal yönden sağlıklı olduğu söylenebilir.
Ruhsal bozukluklar sosyal yaşamı etkilediği gibi asıl olarak kendi iç yapımızı etkiliyor. Yani ruhsal açıdan sağlıklı değilsek, konsantrasyonumuz ve performansımız düşüyor. Bu da bir süre sonra bu sıkıntının hayatının her alanında karşımıza çıkmasına neden oluyor. Tahammül gücü azalan bir kişi bir süre sonra çevresindeki insanlarla da tartışmaya ve anlaşamamaya başlıyor. Bu da tükenmişlik dediğimiz kişinin ruh halini çökerten durumun ortaya çıkmasına neden oluyor.
Halsizlik, gün içinde yorgun hissetme, unutkanlık, enerji azlığı, hayattan zevk almama, değersizlik hissi, kaygı ve endişe artışı gibi durumlar da gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Ruhsal bozukluklar, bir evreden sonra fiziksel bozuklukları da beraberinde getiriyor. Baş ağrısı, sindirim sistemi bozuklukları, vücut ağrıları, çarpında gibi vücudun alarm verdiği durumlar ortaya çıkıyor. Bu nedenle bunları yaşıyorsak fazla vakit kaybetmeden önlem alma yoluna gitmeliyiz.
Son günlerde hepimizi kaygılandıran intihar vakalarının artmasının en önemli sebebi de bunlar olabilir. Hayattan vazgeçmek artık ruhsal olarak rahatsızlığın en zirve noktası… Geçim sıkıntısı, işsizlik, mutsuzluk, umutsuzluk insanların hayatına mal oluyor işte. İstanbul Fatih ve ardından Antalya’da yaşanan intihar olayları bizi bununla yüzleştirdi. Daha duymadığımız kim bilir kaç tane intihar vakası var. Bununla baş etmek için toplum olarak çevremize karşı biraz daha duyarlı olmalıyız. Ekonomik sıkıntılar, ruhsal bozuklukların ortaya çıkmasına neden oluyor. İnsanı önce strese sokuyor daha sonra mutsuzluk ve umutsuzlukla başımıza geliyor işte…