Bugün günlerden Türk yazar, diplomat ve siyasetçi Mustafa Memduh Şevket Esendal’ın ölüm yıldönümü. 29 Mart 1883’te Çorlu’da dünyaya gelen Esendal, 16 Mayıs 1952’de Ankara’da dünyaya gözlerini yumdu.

Türk edebiyatının tanınmış bir öykü yazarı olan Esendal, edebiyatçılığının yanı sıra Tahran, Bakü ve Kabil'de büyükelçilik, TBMM'de dört dönem milletvekilliği, 1941-1945 yılları arasında CHP Genel Sekreterliği yapmış olan diplomat ve siyasetçidir.
En çok bilinen eseri 1934 yılında yayımlanan Ayaşlı ile Kiracıları adlı romanıdır. Ocak 2023 tarihi itibarıyla yazarın eserleri üzerindeki telif hakkı koruması kalkmış ve yazar kamunun olmuştur.

1883 yılında Çorlu’da dünyaya geldi. Babası Mehmet Şevket Bey, annesi Emine Şadiye Hanım’dır. Varlıklı bir çiftçi ailesinin 3 oğlundan ikincisi idi. Edirne Lisesi'nde eğitim görmüştür. Savaş ve göçler yüzünden çocukluğunda düzenli bir eğitim görme fırsatı olmadı; kendi kendisini yetiştirerek Arapça, Farsça, Fransızca öğrendi. Ailesi Balkan Savaşı ve Bulgar baskınları nedeniyle çiftliklerini bırakıp İstanbul’a göç etmişti; savaştan sonra tekrar Çorlu’ya dönüldüyse de I. Dünya Savaşı’nın başlaması ile ailesi ile tekrar İstanbul’a geldi. Ailesi tüm mal varlığını kaybettiği için geçim sıkıntısı çekerek büyüdü. 1907’de babasının ölümü üzerine ailesinin geçimini üstlendi ve memuriyete başladı.
1908’de dayısının kızı Ayşe Faide Hanım ile evlenen Memduh Şevket Bey’in bu evlilikten Mehmet (1912), Ahmet (1915) ve Emine (1923) adlı üç çocuğu dünyaya geldi.

Türkçe hikâyeden söz edildiğinde ilk akla gelen isimlerden birisidir. Öykülerinde kadın sorunu, Kurtuluş Savaşı öncesi yaşanan çaresizlik, Batı özentisi, sömürü düzeni, ağanın işçiyi, belediye memurunun esnafı sömürmesi, düzenin adamı olan insanları, çok evlilik sorununu işler. Türk edebiyatında durum öykücülüğünün (Çehov tarzı) en önemli temsilcilerindendir. Öyle ki, edebiyat çevresince Yerli Çehov olarak adlandırılmıştır. Öykülerinde derin insan sevgisini işlemiştir. Dili sade, temiz ve pürüzsüzdür.

Esendal'ın Türk Edebiyatı'na getirdiği en önemli yenilik, ele aldığı konuları büyük bir sadelikle işlemesidir. Bu konular yine sıradan insanların yaşamları etrafında gezinir. Öykücülüğe başladığı ilk yıllarda, dilde sadeleşmenin öncüsü olan Ömer Seyfettin'in izinden giden Esendal, ustalık dönemine eriştiğinde hem Ömer Seyfettin’den hem de kendi çağdaşlarından daha sade ve düzgün bir dille yazmıştır. Üslubunda Çehov'un etkileri açıkça görülür. Hatta bazı öyküleri Çehov'dan yapılmış uyarlamalardır. Ancak bu etki, yazım tarzı, dildeki sadelik, kişilerin seçilişi ile sınırlı kalır. Esendal, Çehov'un karamsar bakışını tekrarlamaz. Kendi deyişiyle insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanır, insanları mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmaz.