20. yüzyılın en önemli sopranolarından biri olarak görülen Ayşe Leyla Gencer’in hayatına ilişkin kesitleri sizlerle paylaşacağım. 
Leyla Gencer 1928'de Polonezköy'de doğdu. Babası Safranbolu köklü Müslüman bir ailenin oğlu olan Hasanzade İbrahim Bey, annesi Polonyalı Katolik bir ailenin kızı olan Alexandra Angela Minakovska'dır. Ailesi sonradan Çeyrekgil soyadını aldı. Annesi, İbrahim Bey'le evlendikten sonra Müslüman olup Atiye adını aldı. Gencer ileriki yıllarda bir röportajında "Müslüman ve oryantal bir altyapıdan geliyorum." demiştir.

Babası İbrahim Bey, ağabeyi Hüseyin Çeyrekgil ile çiftçilik, balıkçılık, taşımacılık ve Çubuklu suyunun işletmesini yapıyordu; ayrıca Lale Sineması’nın işletmesini üstlenmişti ve Karaköy’de hanları bulunuyordu. Leyla, babasını genç yaşta kaybetti. 1946'da varlıklı bir bankacı olan İbrahim Gencer ile evlendi ve Gencer soyadını aldı.
Leyla Gencer, İstanbul İtalyan Lisesi'ni bitirdi ve bir süre İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda şan eğitimi aldı. Konservatuvarda, Fransa'nın önde gelen hocalarından Reine Gelenbevi, ünlü orkestra şefi Muhittin Sadak ve besteci Cemal Reşit Rey'in öğrencisi oldu. 

Leyla Gencer, Devlet Tiyatroları Ankara Operası'nda korist olarak görev yapmaktayken Ankara'ya geldiği yıl (1950'de) sahnelenmeye başlayan Cavalleria rusticana operasında Santuazza rolü ona verildi, Gencer'in opera kariyeri bu rolle başladı.
Gencer, 1960'larda mesleğinin doruğuna çıktı. Hiç bilinmeyen operaları seslendirmeyi sürdürdü. 1963'te Verdi'nin unutulmuş operası "Kudüs"te başrol Elena'yı oynadı. Bunu Donizetti'nin hiç bilinmeyen operası Robert Devereux'daki Kraliçe Elizabeth rolü ve Bellini'nin 130 yıldır sahnelenmeyen Beatrice di Tanda operası takip etti.
1985 yılında sahneye veda eden sanatçı, 1983-1988 yılları arasında As. Li. Co.’nun genel sanat yönetmenliğini yürüttü. 4 Aralık 1987'de Donizetti ödülü verildi. 1997-1998 arasında La Scala korosunun genç sanatçılar okulunda yöneticilik yaptı, ölümüne kadar La Scala Tiyatrosu'nda opera sanatçıları için kurulan akademinin sanat yönetmenliğini yapmaktaydı.[8] Gencer, aynı zamanda opera yorumu üzerine dersler vermeye devam ediyordu. Uluslararası yarışmalarda seçiciler kurulu üyelikleri yapan, festivallere, seminer ve konferanslara katılan Leyla Gencer, İstanbul’da kendi adını taşıyan “Uluslararası Şan Yarışması”nın kurucusudur. Yarışma, 1995 yılından beri düzenlenmektedir.

Leyla Gencer, 1988 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanıyla onurlandırıldı.
2004 yılında Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından 1000 yılın Türkleri özel koleksiyonunda adına 15.000.000 TL değerinde 0.999 ayar gümüş hatıra para basıldı.
10 Mayıs 2008'de Milano'daki evinde kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle 79 yaşında hayatını kaybetti. Leyla Gencer’in cenazesi 12 Mayıs günü Milano’da La Scala Operası’nın Santa Babila Kilisesi‘nde düzenlenen kalabalık bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda krematoryuma götürülerek yakıldı. Leyla Gencer’in külleri daha sonra İstanbul’a getirildi. Kendi vasiyeti gereği küller, 16 Mayıs günü Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasındaki yapılan bir törenden sonra Dolmabahçe açıklarında Boğaz sularına döküldü. Törende, Mozart'ın Requiem'inden "Lacrimosa" ile Ahmed Adnan Saygun'un "Yunus Emre Oratoryosu"nun 5, 12 ve 13. bölümleri İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu tarafından seslendirildi.