Merhaba. Size bu defa küçük insanların renkli ve eğlenceli dünyasından bahsedeceğim, Lego minifigürlerden.
Bu tutku çocukluğumda başladı. Çocukken dedemlerin evinin çatı katında 3 buzdolabı kolisi kadar büyüklükte oyuncaklarım vardı. Peluş ayılar, tren setleri, arabalar filan. Çok şanslı bir çocuktum ve oyun oynamayı çok seviyordum. 

Dedem ilk Lego setimi aldığında, içindeki minifigürler beni büyülemişti. Her birinin kendi karakteristik özelliği vardı. Uzaylı, korsan, çiftçi, doktor, itfaiyeci vb. karakterler hayal gücümü sonsuz bir seviyeye taşımıştı. İlk minifigürüm bir uzaylıydı, elleri hareket eden, bir kaskı ve garip bir uzay silahı taşıyan bir uzaylı. Legolarla değişik şeyler inşa etmek ve oynamak beni çok mutlu ediyordu. Ben oyun oynarken dedem bana sürekli bilgiler veriyordu, ‘’doktorlar bunu yapar uzaylılar şunu yapar’’ diye anlatıyordu. Sürekli yeni şeyler öğreniyor hem merak duygum artıyor hem de oyunlardan daha çok zevk alıyordum.
Minifigürlerimi biriktirmeye başladıkça, bu küçük karakterlerle daha fazla hikâye yaratabileceğimi gördüm. Her biri beni farklı bir maceraya götürüyor, hayal gücümü geliştiriyor ve yazma yeteneğini ilerletiyordu. Evdeki her şeyi oyunuma dâhil ediyordum halılardaki desenleri, mandalları ve masa ayakları gibi bulduğum her şeyi dâhil edip dünyamı genişletiyordum.

Minifigür koleksiyonum büyüdükçe, onları fotoğraflamaya başlamıştım. Minifigürü farklı bir arka plan ve aydınlatma ile çekmek, farklı kompozisyonlar yaratmak beni çok eğlendirmişti. Küçük boyutları, gerçek dünya manzaraları ve fantastik dünyaları yaratmak için sonsuz fırsatlar sunuyordu.
Lego minifigürleriyle başlayan bu tutku, hayatımı zenginleştirdi ve öğretici bir deneyim haline geldi. Minifigürler, küçük dünyaların büyük hikâyelerini anlatan araçlar oldu ve bu hikâyeleri fotoğraflamak, yazmak ve paylaşmak benim için bir tutku haline geldi. Bu minifigürler sayesinde hayatın en küçük ve sade şeylerinin bile büyük mutluluklar getirebileceğini öğrendim. Ve bu renkli plastik karakterler, benim için sonsuz bir ilham kaynağı oldular.
Malatya’da minifigürlere ulaşmak çok zordu, ya internetten alabiliyordum ya da şehir dışına çıkan arkadaşlarımı bana alın diye zorluyordum. Artık Ankara’dayım ve burada ulaşmak çok kolay. Hangi alanda hobiniz olduğu önemli değil burada her şeye ulaşılabiliyor. Ankara’ya taşındığım için arkadaşlarım da en az benim kadar mutlu, çünkü artık onları bana minifügür alın diye zorlamıyorum.
Bugünlük bu kadar görüşmek üzere hoşça kalın.