Şehirlerin bir hafızası vardır; sokaklarda yürürken ayaklarımızın bastığı taşlarda, başımızı kaldırdığımızda gördüğümüz tabelalarda gizlidir o hafıza. Ankara ise bu anlamda Türkiye’nin en yoğun tarih katmanlarına sahip kentlerinden biridir. Cumhuriyet’in kalbi olarak anılsa da, ondan çok önceye uzanan bin yıllık bir kültürel geçmişi barındırır. Bu geçmiş yalnızca kütüphanelerde ya da müzelerde yaşamaz—şehrin cadde ve sokaklarına isim olmuş yüzlerce tarihi kişilikte de karşımıza çıkar. Bu tabelalar, bir şehrin değil bir milletin yürüyerek geçtiği yolu hatırlatan sessiz bir arşiv gibidir.
İşte bu yüzden “Ankara’nın Tabela Hafızası Serisi”, yalnızca bir liste değil; bir kültürel okuma denemesidir. Her bölümde başka bir sınıfı ele alarak, bu isimlerin neden anıldığını, Ankara’nın ruhuna nasıl karıştığını ve birer sokak ismi olmaktan daha fazlasını temsil ettiklerini anlatıyoruz. Bu seri, şehrin sokaklarını bir kitap gibi okuyabilmek için hazırlanmış bir rehber; devlet kurucularından ozanlara, bilim insanlarından diplomatlara kadar uzanan geniş bir toplumsal aynanın parçası. Ankara’ya her baktığımızda aslında kendimize baktığımızı hatırlatan bir seri.
BÖLÜM 1 — Ulular, Hakanlar ve Kurucu İsimler
Tarihsel liderler, destan kahramanları ve devlet kurucuları
Ankara sokaklarında gezerken bir tabelada bir isim görürsün; çoğu zaman fark etmeden yanından geçersin. Oysa o tabeladaki isim, yalnızca bir kişiyi değil, bir uygarlığı, bir inancı, bir destanı taşır. Bu seri tam da bunun için var: Sokaklarda sessizce duran isimlerin arkasındaki büyük hikâyeleri görünür kılmak için.
Bu ilk bölümde, Türk–İslam tarihinin kurucu liderlerini, yol açıcı bilge kişilerini ve halkın hafızasında destanlaşmış kahramanlarını ele alıyoruz. Onlar yalnızca tarihte birer figür değil; bugün hâlâ kültürümüzün ruhunu taşıyan rehberlerdir.
Ahmed Yesevi
Türk tasavvuf geleneğinin en büyük öncülerinden. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan ruh göçünün başlangıcıdır. Türk toplumunun İslâm anlayışını şekillendiren ana kaynaktır.
Saltuk Buğra Han
Karahanlı hükümdarı, Türklerin toplu olarak İslâm’a girişinde kritik rol oynar. Adı geçen her sokak, Orta Asya’nın bu büyük kırılma anını hatırlatır.
Yavuz Sultan Selim
Doğu siyasetinde dengeleri değiştirmiş bir hükümdar. Kısa süren hükümdarlığına rağmen Osmanlı coğrafyasını genişletmiş; devletin ideolojik ve askerî temelini güçlendirmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman
“Avrupa’nın karşısında yükselen güç” döneminin simgesi. Hem hukuk hem mimari hem de siyaset tarihinde iz bırakır.
Melikşah
Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak hükümdarlarından. Nizâmülmülk ile birlikte devlet yönetiminde büyük reformlar yapmıştır.
Tuğrul Bey
Selçuklu devletinin kurucu hükümdarı. Türklerin tarihsel batıya yürüyüşünde dönüm noktasıdır.
Orhan Bey
Osmanlı’nın uç beyliğinden devletleşme sürecine geçişini yöneten hükümdar. Anadolu’nun yeni kaderinin ana halkasıdır.
Oğuz Han
Türk mitolojisinin kurucu figürü. Adı geçen her yer, Türk tarihinin en eski katmanına açılan bir kapıdır.
Ertuğrul Gazi
Osmanlı’nın ruhsal ve kültürel temelini atan lider. Sembol bir figür ama tarihsel etkisi çok büyüktür.
Osman Bey
Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu. Onunla başlayan hanedan, dünyaya altı asırlık bir siyasi miras bırakmıştır.
Yıldırım Bayezid
Kurumsallaşmanın ve merkezi devletleşmenin önemli hükümdarı. Fetret Devri’ne giden kırılmanın dramatik figürüdür.
Mevlana Celaleddin Rumi
Sevgi ve hoşgörü felsefesinin evrensel taşıyıcısı. Onun adının geçtiği bir sokak, bir yoldan çok daha fazlasıdır.
Akşemseddin
Fatih Sultan Mehmet’in hocası, İstanbul’un manevi fatihidir. Tıp, tasavvuf ve ilim harmanının yaşayan örneğidir.
Emir Sultan
Bursa’nın ve Osmanlı ilim dünyasının büyük ereni. Manevi önderliğiyle şehirlere ruh veren bir kişiliktir.
Hacı Bektaş-ı Veli
Anadolu’nun toplumsal yapısını şekillendiren büyük bilge. Bir inanç, bir felsefe, bir yaşam anlayışıdır.
Ali Kuşçu
Tarihimizin en büyük astronomi ve matematik bilginlerinden. Semerkant’tan İstanbul’a uzanan bir ilim yolcusu.
Ali Şir Nevai
Çağatay edebiyatının piri. Türk dilinin yazı dili hâline gelmesinde dönüştürücü bir etki bırakır.
Kutluğ Bilge Kağan
Göktürk devletinin yöneticisi. Orhun Yazıtları’nın devlet düzeni ve bilgelik dili, bu dönemin ürünüdür.
Battal Gazi
Destan ve gerçeklik arasında bir kahraman. Anadolu’nun İslâmlaşma sürecinin sembolik figürüdür.
Köroğlu
Halk edebiyatının en güçlü isyan figürü. Adalet, yiğitlik ve halk sesi onunla vücut bulur.
Süleyman Şah
Osmanlı’nın manevi kökü. Oğuz geleneğinin Anadolu’ya taşınmasındaki en önemli halkalardan biri.
Uluğ Bey
Timur’un torunu, büyük bir matematikçi ve astronom. Semerkant rasathanesinin kurucusu olarak bilim tarihinde silinmez bir iz bırakır.
Piri Reis
Dünya haritacılığının dâhilerinden. Kitab-ı Bahriye’si ve dünya haritası hâlâ hayranlık uyandırır.
Korkut Ata / Dede Korkut
Türk destan geleneğinin hafızası. Oğuz boylarının kültürel kimliğini anlatan sözlü edebiyatın yaşatıcısı.
Bu bölüm neyi anlatıyor?
Bu isimlerin ortak noktası şu:
Türk tarihinin omurgasını onlar oluşturuyor.
Bir savaşla, bir satırla, bir fikirle, bir bilimsel keşifle ya da bir destanla…
Hepsi, bugün üzerinde yaşadığımız kültürel yapının bir taşını taşıyor.
Bu nedenle, Ankara’nın sokaklarında onların isimlerini görmek yalnızca bir tabelanın varlığı değildir—aynı zamanda bu ülkenin geçmişine saygının günümüze işlenmiş hâlidir.