Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremin etkileri sürüyor. Fay hatlarının hareketlenmesiyle yeni depremler meydana geliyor. 

Tüm Türkiye 6 şubat'tan beri deprem gündemiyle çalkalanıyor. İlk depremin acıları sarılmaya çalışırken yeni depremler meydana geliyor. Fay hatlarının geçtiği illerdeki insanlar günlerdir artçılarla ve depremlerle sarsılıyor. Tam her şey bitti artık çadır kentlere yoğunlaşmalıyız derken peş peşe depremler meydana geliyor. 

En son dün Malatya'da yeni bir deprem meydana geldi. İlk depremde hayatını kaybeden insanların cansız bedenleri halen çıkarılmaya devam ederken dün 5.6 şiddetinde meydana gelen son depremle yine birçok yurttaş yaşamını yitirdi. Zaten ilk depremden sonra o travmayı yaşayan ve ekonomik gücü olan binlerce insan memleketlerini terk etti. Depremzedelerin böyle bir acıyı tekrardan yaşamak istememeleri çok normal. Ancak bir insanın şehrini geride bırakması kolay mı? Doğduğu, büyüdüğü, okula gittiği, sokaklarını ezbere bildiğin sokakları geride bırakmak... Hem de o sokakları viran olmuş şekilde bırakmak... Acılar da geride bırakılabilir mi? Sanmam... 

Gitmek, terk etmek elbetteki çok zor ancak son yaşanan deprem insanlara başka bir seçeneklerinin olmadığını gösterdi. İnsanlar sürekli sarsılarak ve 'Enkaz altında kalacak mıyız' kaygısıyla yaşamak istemiyor. Ancak şehirleri terk edemeyen binlerce insan var. Büyük şehirde kiralık bir ev tutabilecek parası olmayan binlerce insan bu soğukta çadırlarda, hasarlı evlerinde yaşamaya devam ediyor. İnsanlar hasarlı evlerinden eşyalarını almaya çalışırken her an depreme yakalanabiliyor. 'Her an deprem olabilir ve enkaz altında kalabilirim' korkusuyla yaşamak çok zor olmalı. Bir şehri terketmek te kalmak da ne kadar zor. 

Şu an Hatay'a gönüllü olarak giden bir arkadaşım duvarlara yazılan sözlerin fotoğrafını attı. Depremde yarısı çökmüş bir binanın yıkılmayan duvarına "Elbet döneceğiz Hatay. Hikayemiz bitmedi" yazılmış. Evet elbet geri dönülecek ancak dönemek nedir? Bu sorunun cevabını sevdiğim bir replikle cevaplamak istiyorum:

"Dönmek nasıl bir şey, insan nereye döner, döndüğü yer neresidir? Geriye dönmek var mıdır, mümkün müdür? Yoksa kader sadece ileriyi mi gösterir? Geldiğin, döndüğün yer orada mıdır? Bekler midir? Baksan görür müsün? Kalbin dönerken pusulan mıdır? Geçtiğin yerleri unutmadan, aynı yerlerden geçerek evin yolunu bulabilir misin?"

Yukarıda dediğim gibi elbet dönülecek. Ancak bu acıları bir kez daha yaşamamak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Yoksa dönmemiz de kalmamız da çok bir şey değiştirmeyecek.