"Türkiye'nin Kalbi Ankara" Sovyet yönetmenler Sergey Yutkeviç ve Lev Oskaroviç Arnstam tarafından 1934 yılında çekilen bir belgesel filmidir.

Film, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Yıl tören kutlamaları görüntülerinin de olduğu, Ankara'nın tarihi ve kültürel mirasını konu alan bir belgeseldir. Bu belgesel film, sanatsal ve tarihsel açıdan oldukça önemlidir. 

1933 yılında Atatürk’ün daveti ile Ankara’ya gelen ünlü rejisör ve ekibi, kısa sürede çekimlere başlamıştır. O dönemde filmle ilgili M. Yutkoviç muhabirlere şu açıklamayı yapmıştır: "Filmi Türkiye Maarif Vekaleti hesabına çevirdik. Bu münasebetle bugün veya yarın Ankara'ya giderek filmi vekalete teslim edeceğiz. 'Türkiye'nin kalbi Ankara' filmi 2400 metredir ve Türkiye'nin inkılapta inkişafını gösteren, altı kısma ayrılmıştır. Birinci kısım, Anadolu'yu ve Ankara'nın eski halini tasvir etmektedir. İkinci kısımda Türkiye Cumhuriyeti'nin onuncu yıl dönümü münasebeti ile Ankara'da yapılan, tezahüratta bulunmak üzere memleketinize gelen ve General Voroşilof'un risayeti altında bulunan, Sovyet heyetinin Ankara'daki temasları ve kendilerine yapılan samimi hüsnü kabul görülmektedir. Üçüncü kısım, filmin asıl mevzuunu teşkil etmektedir. Mevzuun kısaca hülasası şudur: Cumhuriyet Bayramı'nın onuncu yıl dönümü münasebeti ile yapılan tezahüratı görmek için, civar köy sakinlerinden; Ahmet Ağa isminde bir ihtiyar, Ankara'ya gelir. Ahmet Ağa Ankara'da, genç ve Münevver bir Türk izci kızı ile tanışır. Genç kız, bu yaşlı köylüye Ankara'nın her tarafını gezdirerek, az zamanda yapılan bu büyük işler ve Cumhuriyet idaresinin irade kabiliyeti hakkında izahat verir. Dördüncü kısım, Ankara'nın bugünkü halini göstermektedir. Beşinci kısımda Reisicumhur Gazi Hazretlerinin nutukları vardır. Altıncı ve son kısım, büyük resmi geçidi ve Ankara'nın Cumhuriyet Bayramı münasebeti ile elektriklerle donatılmış halini göstermektedir. 

'Türkiye'nin kalbi Ankara' Moskova'da münevver tabakaya gösterildiği zaman, büyük bir alaka uyandırdı. Bu film Türkiye hakkında iyi bir propaganda olacaktır. Ben bu defa, Ankara'da bir iki gün kaldıktan sonra, İstanbul'dan geçerek, Paris'e gideceğim. Filmin bir kopyası da Paris'te gösterilecektir."

Filmin orjinali 135 dk. dır. Montajı 1934 yılının Mart ayında tamamlanarak önce Sovyetler Birliği’ nde gösterime giriyor. Sonrada ülkemize gönderiliyor. 3 Nisan 1934 tarihinde Başbakanlık tarafından onaylanıyor. 23 Nisan 1934 günüde, ilk olarak basın mensuplarına sergileniyor. Müziklerini Ankara Devlet Konservatuarı Korosu ve Orkestrası seslendirmiş. Bunun yanında Leningrad Filarmoni, Cemal Reşit Rey ve Ekrem Zeki Ün’de müzikleri ile katkıda bulunmuşlar. Danışman olarak da; Reşat Nuri Güntekin ve Fikret Adil görev almışlar.

Sanatsal açıdan, "Türkiye'nin Kalbi Ankara", döneminin teknolojik imkanlarını oldukça iyi kullanan, bir belgesel film olarak öne çıkmaktadır. Yutkeviç, Ankara'nın mimari güzelliklerini, tarihi yapılarını ve doğal manzaralarını, ustaca kamera ile yakalamıştır. Filmde Ankara Kalesi, Saman Pazarı, Hacı Bayram Camii, Ziraat Fakültesi, Veteriner Fakültesi, Sayıştay, İkinci Meclis önü, Ulus Atatürk Heykeli, Ulus, havadan Ankara görüntüleri, Anafartalar Caddesi, Çankaya, Ankara Tren Garı, Genelkurmay, Bakanlıklar, Merkez Bankası, Hıfzısıhha, Etnografya Müzesi, Kızılay Binası, Zübeyde Hanım Kız Enstitüsü, Musiki Muallim Mektebi, Vakıf Apartmanı, Çubuk Barajı, Elçilik Binaları, Gazi Eğitim Enstitüsü, Güvenpark gibi mekanlarda çekimler yapılmıştır. Filmde ayrıca, İstanbul Boğazı’ndan birkaç dakikalık görüntüde bulunmaktadır. Film, o dönemde teknik olarak oldukça gelişmiş bir çalışma olarak kabul edilir. 

Yutkeviç'in kurgu teknikleri, belgesel tarzı ile dramatik unsurları bir araya getirerek, filmi daha ilgi çekici hale getirmiştir. Filmde Ankara'da yaşayan insanların günlük hayatı, kültürel etkinlikleri ve geleneği gösterilir. Bu sayede, izleyiciler Ankara'nın tarihi ve kültürel zenginlikleri hakkında bilgi sahibi olurken, aynı zamanda Ankara halkının yaşam tarzı hakkında da bilgi edinirler. Sonuç olarak, "Türkiye'nin Kalbi Ankara" belgesel filmi, hem tarihsel hem de sanatsal açıdan, önemli bir yapıt olarak kabul edilir. Ankara'nın tarihi ve kültürel mirasını anlatmasının yanı sıra, dönemin teknolojik imkanlarına göre, oldukça ileri bir kurgu ve teknik beceriyle çekilmiş olması, filmi özel kılan unsurlardan. 135 dakikalık orjinali bulunmasa da 59 dakikalık kısmı, internet ortamında mevcut. O dönemki Ankara’yı merak edenlerin izlemesini tavsiye ederim. İyi günler dilerim.