Süper ligimizde ilk yarı sona erdi. Fenerbahçe ile Galatasaray, bu şekilde puan toplamaya devam ederse, rekorlar kırılacak gibi görünüyor. Alt tarafta ise dört takımın küme düşeceği ligimizde son haftalarda birçok takım lige tutunma yarışı verecek.

9 Şubatta bitecek ara transfer sezonunda yine yıldız isimler medyayı süslüyor. Skorlar kadar futbol severlerin en sevdiği aylardır transfer sezonu. Çünkü rakibini yenmek kadar önemlidir transfer çalımı atmak. Aynı takım taraftarlarının bir araya gelip sezonun kadrosu üzerine kafa yormaları ve ideal 11 yaratma tartışmaları en az maç seyretmek kadar önemlidir. Hele ki tribüne oynayan yöneticiler, ‘’rakibin elinden kaptık’’ açıklaması yaparsa önemi daha da artar.

Taraftar için aslında Avrupa maçları çok da tercih edilmez ülkemizde. Sebebi ise yapılacak maçların gönül verdiği ekibi yoracağını ve ligde üst sıralardaki yarışa engel olacağını düşünür. Bir yandan da haklıdır. Yayın gelirlerinde Avrupa'da altıncı sırada yer alan iç sahada 30-40 bin kişiye oynayan dört büyükler için ve genel olarak Türk futbolu için son yıllarda Avrupa kupaları bir hüsrandan ibaret. Harcanan paralar, yapılan transferler büyük ümitlerle başlanan sezon, Şubat-Mart aylarında ‘tek hedefimiz ligi kazanmak’ amacına döner. 

Tekrar dönelim lige. Sezonun ilk yarısında hiç karşılaşmadığımız olaylara şahit olduk. Sahada hakem yumruklama, takımı sahadan çekme ve son olarak Suudi Arabistan’daki Süper Kupa krizi. Federasyonun eline futboldaki krizi ve gerginliği önlemek adına fırsatlar geçse de sonuç yine hüsran oldu.

Süper Kupa sonrası oluşan kısa süreli fair-play havası da hemen dağıldı. Zirvedeki iki takımın yöneticileri her fırsatta gerginliği tetiklemeye devam ediyor. Yöneticiler ‘’ligi bitirtmeyiz’’ açıklaması yapacak, başkanlar ‘’gerekirse paf takımla maçlara çıkarız’’ diyecek, teknik direktörler ise hakem yorumlarıyla maç sonu demeci verecek. Verilen hak mahrumiyeti ve para cezaları tribünlere gerginlik aşılamanın ötesine geçemeyecek.

Ülke futbolu demişken, her yıl değişen kurallar, statüler, yabancı oyuncu sayıları ve maç saatleri bizim bir futbol kültürümüzün ve geleneğimizin olmadığının göstergesi. Bundesliga’da, La Liga’da ya da Premier Ligde şampiyonluk kupaları sıkça değişmez. Biz her sene bir kupa tasarlıyor ve statülerde değişiklik yapıyoruz.

Yabancı oyuncu sayısı değişikliği kulüpleri zor durumda bırakacak. Yapılan anlaşmalar ve yeni kısıtlamalar kulüpler için fesih bedeli ödeme zorluğu getirecek. Bu tip kararların beş yıllık değil çok daha uzun vadeli olması gerekiyor.

Yabancı oyuncu sayısı aynı zamanda Milli takım için de olumsuz yansıyacağı görüşündeyim. Türkiye’nin son oynadığı Galler maçında sahaya çıkan kadroda sekiz isim süper ligde forma giymekteydi. Gelecek sezondan itibaren kulüp takımlarının ligde 11 yabancı ile sahaya çıkacağı düşünülürse milli futbolcuların da takımlarında alacağı süre azalacak.

Ligimizden yurtdışına transfer olan futbolcuların sayısı da tatmin edici değil. Yeni Arda Güler, Çağlar Söyüncü, Merih Demiral gibi isimler yetiştirip yurtdışına gönderemezsek, uzun vadede milli takım zarar görecek.