Geçmişin izleriyle dolu bir finale tanıklık etmek için futbolseverlerin gözleri 28 Mayıs 2016 tarihinde Milan'daki San Siro Stadyumu'na çevrildi. Şampiyonlar Ligi'nin heyecan dolu atmosferinde iki dev İspanyol takımı, Real Madrid ve Atletico Madrid, karşı karşıya geldi. Bu muazzam finalde, sadece bir şampiyonluk değil, aynı zamanda Madrid'in futbol hakimiyeti için bir rekabetin sonucu belirlenecekti.

Real Madrid ve Atletico Madrid arasındaki bu final, aynı şehrin iki takımı arasındaki rekabetin doruk noktasını temsil ediyordu. Real Madrid, Avrupa'nın en prestijli kupası için daha önce 10 kez zafer kazanmış bir dev olarak sahaya çıkarken, Atletico ise güçlü bir rakip olarak biliniyordu.

Maçın başlamasıyla birlikte, iki taraf da kendilerine özgü taktiklerle sahaya hızlı bir şekilde adapte oldu. İlk yarının büyük bölümünde, Atletico Madrid savunması Real Madrid'in hücum hattını etkisiz hale getirirken, Atletico hücumu da sık sık tehlikeli ataklarla rakip savunmayı zorladı.

Maçın ilk golu 15. Dakikada Sergio Ramos’tan geldi. İlk yarı bu golle 1-0 Real Madrid’in üstünlüğü ile sonuçlandı. İkinci yarının başında Atletico Madrid’in penaltı kaçırması şok etkisi yarattı. Fakat 79. dakikada Carrasco’nun golüyle Atletico Madrid maça dengeyi getirdi. Normal süresi 1-1 biten maç uzatmalara gitti.
Uzatma dakikalarında da tempoyu düşürmeyen iki takım, karşılıklı ataklarla gol arayışını sürdürdü. Uzatma dakikalarında da skor değişmeyince kupanın sahibi seri penaltı atışları sonucunda belirlendi. Penaltılarda başarılı bir performans sergileyen Real Madrid 2026 yılının Şampiyonlar Ligi Şampiyonu oldu.
Bu mücadele dolu final, futbol tarihine damgasını vurdu ve Madrid'in iki devi arasındaki rekabeti yeni bir boyuta taşıdı. Ancak, bu zaferin ardında yatan asıl mesaj, futbolun ne kadar tahmin edilemez ve heyecan dolu bir spor olduğudur.