Merhaba, yoğun ve yorucu ve soğuk bir haftanın sonuna geliyoruz. Herkes hasta olmaya başladı, bende gidip bağışıklık güçlendirici ilaçlar aldım bakalım etkisi olacak mı? Hafta sonu planım evimden çıkmadan film izlemek, seviyorum evde film izlemeyi ama henüz ne izleyeceğime karar vermedim.
Üniversitenin ilk yıllarında eski filmleri izleme merakı geldi bana, zaten ders dışında her şeye merakım oluyordu o yıllarda. Geniş bir koleksiyonum vardı 1940’lardan sonra bulabildiğim her filmi izledim. Doğru mu yazıyorum bilmem ama Divx formatında arkadaşım bana birkaç DVD vermişti ve her DVD’nin içinde 5 6 tane film vardı. Bilgisayarın başına geçtim, aldım elime kahvemi ve izlemeye başladım. O kadar çok film izliyordum uyumak sıkıcı geliyordu bana, alışkanlık olarak kaldı sanırım bu uykusuzluk hali bende hala günde 4 saat uyuyorum. Üniversitenin ilk yıllarında 100lerce film izledim.
Filmlerden birinde bir şey fark ettim, çocukluğumdan bir şey. Herkes bilir Neşeli Günler şarkısını Do bir külah dondurma-Re masmavi bir dere-Mi denizde bir gemi-Fa gemide bir tayfa-Sol papatyalı bir yol-La güneşten bir damla-Si Ayşe’nin kedisi. İlk okuldayken sanırım hepimiz notaları ezberlemek ve sesleri tonunda çıkarmak için bu çocuk şarkısını söylemişizdir. Helvacıoğlu flüt alıp bu çocuk şarkısını çaldığımız ve hatta biraz daha iyi olanların süper babanın dizi müziğini çaldığı zamanlardan bahsediyorum.
İşte The Sound of Music filminden bir sahne bizim çocukluk şarkımızdı. Çocuklara bakıcılık yapan bir kadın çimlerde oturmuş gitarla çocuklara D0-RE-Mİ söylüyor. Ben Neşeli Günleri tamamen bizim uydurmamız harika bir şey zannederken, çalıntı olduğunu görmek hem üzmüştü beni hem de garipsemiştim.
Size kısaca filmden bahsetmek istiyorum, bu bilgilere internetten de ulaşabilirsiniz ama ben farklı birkaç şey söylemek istiyorum. Çok eski çekim ve sonradan renklendirilmiş olduğu için başlarda gözünüz yadırgayacak ama izledikçe hoşunuza gidecek sanki pastel boyalı bir tablonun içine düşmüş gibi hissedeceksiniz. Filmdeki tüm şarkılar oyuncunun kendi sesinden ve harika bir tınısı var.
"Neşeli Günler" (The Sound of Music), 1965 yapımı bir müzikal filmdir ve aynı adlı Broadway müzikalinden uyarlanmıştır. Başrolde Julie Andrew var ve izlerken aşık olmamaya çalışın sesi büyülüyor.
Film, 1930'lu yılların Avusturya'sında Maria, Kaptan Von Trapp'ın yedi çocuğuna eski adı mürebbiye yeni adı bakıcılık yapmak için gönderilir. Kaptan, soğuk ve mesafeli bir askeri disiplinle çocuklarını yetiştirmektedir ama Maria, sevgi ve müzikle çocukların sevgisini kazanmayı başarır. Maria, Kaptan'a aşık olur, ancak Kaptan bir başka kadınla evlenmeye hazırlanmaktadır. Sonunda Kaptan'ın da Maria'ya duygusal olarak bağlanmasıyla aile bir araya gelir. Ancak Nazi Almanya’sının Avusturya'ya gelir ve aile tehlikeye girer. Kaptan, ailesini güvende tutmak için zorlu karar alır. Çok fazla gelişme ve sonunu söylemek istemedim, izlemek isteyenlere spoiler olmasın. The Sound of Music, 1966 Akademi Ödülleri'nde birçok dalda Oscar kazanmış ve kült statüsüne ulaşmıştır.
Niye bilmiyorum ama böyle geçmişten ufak kesitleri hatırlamak, çok büyük bir şeymiş gibi anlatmak beni mutlu ediyor. Bir sürü gereksiz bilgi var beynimde ve zihnim anılarla dolu. Belki bu yüzden İngilizce çalışmama rağmen öğrenemiyorum, sanırım beynimin kotası dolmuş.
Bugünlük bu kadar görüşmek üzere hoşça kalın.