Yerel yönetimler, halkın kendi kendini yönetmesi bakımından birinci dereceden öncelikli öneme sahiptir. Yerel yönetimlerin sokaklarını, işyerlerini, mahallelerini yönettiği kentler halkın yaşadığı yerleşim alanlarıdır. Halk, bu yerleşim alanlarının verimli ve temiz kullanılması için söz, yetki ve karar hakkına sahiptir. Halkın söz, yetki karar hakkına doğrudan olmasa da dolaylı etkisi çok büyüktür. Her ne kadar kentin sorunlarına çözüm üretmek, belediye meclisi kararları ile alınsa da halkın görüş ve düşüncelerinin bu kararlara etkisi büyüktür demek istiyorum. 

Ankara’nın en büyük belediyelerinden biri olan ve kentsel dönüşümün büyük bir oranda devam edildiği Altındağ’da kamusal meselelerin çözümü konusunda belirtilen görüşlerin Altındağ Belediyesi ve Belediye Başkanı Sayın Asım Balcı tarafından önemsenmediği ortaya çıkıyor. Kamuoyunun görüş ve düşüncelerini önemsemeyen yerel yöneticiler ve belediyeler, kamuoyunun yapıcı eleştirileri ve görüşleri bizim için önemli değil mi? demek istiyor. 

Ulucanlar Cezaevi Müzesinin temel sorunlarını dile getirdiğimiz haberimiz için belediye yetkilileri ve sorumlular sessizliğini neden koruyor. 10 ay önce gündeme getirdiğimiz müzedeki çirkin görüntülere çözüm bulunacak denilmesine rağmen neden çözüm bulunmuyor? Bunu 10 ay sonra kamu adına kendilerine sormamıza rağmen neden sessiz kalınıyor? 10 ay önce ve dün dile getirdiğimiz sorunların muhatabı Altındağ Belediyesi olduğu gibi çözümün kaynağı da kendisidir. Lütfen hafızamız olan Ulucanları kendi kaderine terk ederek, çürümesine ve duvarlarının çizilip karalanmasına izin vermeyin. Bu görüntüler Başkent’e yakışan görüntüler değil.

‘Duymak istemeyen kadar kötü sağır yoktur’ atasözü Altındağ Belediyesinin bu sorun karşısındaki sessizliğini çok güzel bir şekilde özetliyor. Belediye yetkilileri sesiz kaldıkça cezaevindeki çirkin görüntüler birçok ziyaretçiye ulaşmaya devam edecek. Cezaevini ziyaret eden ziyaretçiler, sokak diliyle duvarlarına yazılar yazılan müzeye sahip çıkılmasını istiyor. Yetkiler her şeye rağmen biz sesiz kalmaya devam edeceğiz diyorlarsa, onları ne kamuoyu ne de tarih affetmeyecektir..