Akşener, “Türk Kızılay'ı tümüyle yozlaşmış, çürümüş bir hale gelmiş. Çadır tüccarı olmuş. İnsanlarımız çadır bekliyor, Kızılay ise deposunda stoklayıp satıyor. Gıda, soğan stoklanıyor diye depoları bastınız. Peki şimdi çadır stoklayan Kızılay'a ne diyeceksiniz? Deposunu basıp çadırlara el koyacak mısınız?" sorusunu sordu.

Konuşmasına Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine değinerek başlayan Akşener, "Başkent'in göbeğinde Sinan Ateş'e kıyılmasının üzerinden 61 gün geçti. Devleti yönetenlerin mafyalara, simsarlara, uyuşturucu kaçakçılarına bir kez daha boyun eğen acizliğiyle 61 gün geçirdik. 61 günde adaletsizlik daha da derinleşti" ifadelerini kullandı.

Akşener, "Sinan Ateş'in ailesinin bildiği gerçekler henüz daha yargının gündeminde bile değil. Ülkemizi içine hapsettiğin tek adam yönetiminde görevini yapabilen bir kurum kalmadı Sayın Erdoğan. Ben de sana soruyorum; söylesene yargının işini yapmasına neden engel oluyorsun? Kimden korkuyorsun? Adalet yerini bulana kadar unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu cinayetin asıl sorumluları ortaya çıkana kadar unutmayacağız, unutturmayacağız. Sinan Ateş'i unutmayacağız, unutturmayacağız" şeklinde konuştu.

"HELALLEŞMEK İSTİYORSAN SANDIĞI GETİRECEKSİN"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın helallik istemesine gönderme yapan Akşener şunları söyledi: “Bir idarecinin vatandaşlarıyla helalleşmesi istifayla, sorumluları görevden almakla olur. Cürmün ve haramın helalleşmesi olmaz. Enkazlar bu iktidarın suçlarının enkazıdır. Hükümetin başının cürümlerinin ve haramlarının enkazıdır. Bir Allah'ın kulunun istifa etmediği yerde helallik istemek Allah'ın 'Adil olun' emrine isyandır. Meydanlarda sadaka vererek helallik alamazsın. Paranın kölesi olan yandaşların bekçiliğini yaparak helallik alamazsın. Senin bulamadığın vinci getiren ama valinin izin vermediği için ailesini kaybedenlerden helallik alamazsın. Kimsesiz kalan çocuklardan helallik alamazsın. Takdiri çok gördüğün sağlıkçılardan takdiri alamazsın. Cenazesine kefen arayan babalardan helallik alamazsın. Tuvalet için çırpınanlardan helallik alamazsın. Günahına girdiğin masumlardan helallik alamazsın. Böyle yüzsüzlük, utanmazlık, terbiyesizlik olmaz, olamaz. Milletimizden helallik alamazsın Sayın Erdoğan. İlla helalleşmek istiyorsan yolunu söyleyeyim: Siyasetçi milletiyle sandıkta helalleşir. Önce aziz milletin önüne sandığı getireceksin öyle helallik isteyeceksin. Öyle televizyondan üfürmekle olmaz. Madem helallik alacağına eminsin, derhal sandığı getireceksin."

Depremde STK'lara çadır sattığı ortaya çıkan Kızılay'a tepki gösteren Akşener, kendi vatandaşına çadır satmak organizasyon sorunu değildir, ahlak sorunudur ifadelerini kullandı. Akşener, “Kızılay'ımızda yaşananlara bir bakın. Bunların elinde naylon bağış kurumuna dönüşmüştü. Gelinen noktada paravan bir şirket olmuş. Türk Kızılay'ı tümüyle yozlaşmış, çürümüş bir hale gelmiş. Çadır tüccarı olmuş. İnsanlarımız çadır bekliyor, Kızılay ise deposunda stoklayıp satıyor. Gıda, soğan stoklanıyor diye depoları bastınız. Peki şimdi çadır stoklayan Kızılay'a ne diyeceksiniz? Deposunu basıp çadırlara el koyacak mısınız? Düşman diye kötülenenler yardıma koştular. Eloğlu dediklerimiz milyarlarca yardım parası topladılar. Ama bu ülkenin Kızılay'ı vatandaşına çadır sattı. İnsanlarımız geceleri -18'e varan soğukla mücadele ederken milletimizin uykuları kaçtı ama bu ülkenin Kızılay'ı vatandaşına çadır sattı" dedi.

“ZENGİN, MUTLU VE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE'YE MUTLAKA ULAŞACAĞIZ”

Akşener, "Bu depremin ülkemizin demografik yapısını değiştirmemesi için ne yapılması gerektiğini söylüyoruz. Üniversitelerin kapatılmamasını, depremzedelerin barınması için başka çözüm yollarının mümkün olduğunu anlatıyoruz. Geçtiğimiz hafta acil eylem planımızdan ve İnsani Sanayi Bölgesi Projesinden bahsettik. Hayati önem taşıyan birçok alanda kısa, orta ve uzun vadede ne yapılması gerektiğini ortaya koyduk. İktidar partisinden hiç kimse bu çözüm önerilerini merak etmedi. Meclis'e sunduğumuz teklifi reddettiler. Tüm süreç boyunca enkazı kaldırmak için çırpınan milletimiz liyakatsiz bir hükümet buldu. Bir yönetim krizinin ortasında kalan insanlarımız umutsuzluğa kapıldı. Omuz omuza verdi kötülüğe karşı iyilikte birleşti. Hiç kimse merak etmesin bu zorluğu da hep birlikte atlatacağız. Zengin, mutlu ve güçlü bir Türkiye'ye mutlaka ulaşacağız" şeklinde konuştu.

"KİŞİSEL HESAPLARI BIRAKIP MİLLET İÇİN BİR ŞEYLER YAPMAK ZAMANIDIR"

Akşener konuşmasına şu şekilde devam etti: "Bugün bir yol ayrımındayız, seçim yapmak zorundayız. Ya millet yolunda başımız dik yürüyeceğiz ya ateşten bir gömleği giyip bu imtihandan geçeceğiz ya yok olup gideceğiz. Ya beyaz zambaklara can suyu vereceğiz ya gazap üzümlerine razı olacağız. Önümüzdeki bu ateşten imtihanı parti içi görenlere sesleniyorum; bazen gerçek komutan olmak için apoletlerden vazgeçmek gerekir. Sahici mücadele için kendinle barışman gerekir. Bizim seçimimiz dün de belliydi bugün de belli. Yolumuz dün de aynıydı bugün de aynı. Bizim itirazımız dün de aynı bugün de aynı. Artık bir seçim yapmak zamanı, kişisel hesapları bırakıp millet için bir şeyler yapmak zamanıdır. Devasa bir ihanet şebekesiyle karşı karşıya olduğumuzu tüm çıplaklığıyla ortadadır. İktidar organları bu ihanet şebekesi elinde terse çalışan bir saat, yiyeni şeytanlaştıran zehirli bir meyve ağacıdır. Vatanın bütünlüğü tehlikededir. Saray üzerine aldığı sorumluluğu yerine getiremez haldedir. Hükümetin başı gaflet ve dalalet içinde ülkeyi uçuruma götürmektedir. Kişilerin kaprisleri değil, milletin iradesi tecelli edecektir. Kimsenin endişesi olmasın kazanan mutlaka Türkiye olacaktır.”

Editör: Kadir Gürhan