İstanbul'un en eski kapalı çarşılarından biri olan Mısır Çarşısı, hem tarihi dokusu hem de sunduğu çeşitliliğiyle şehre gelen her ziyaretçinin ilgisini çeker. Eminönü'nde, Yeni Camii'nin hemen arkasında yer alan çarşı, zaman içinde evrimleşerek bugünkü halini almıştır. İçeriye adım attığınız anda, eski gelenekleriyle modern alışverişi birleştiren bir atmosferle karşılaşırsınız. Peki, Mısır Çarşısı'nın tarihi nasıl şekillendi? Bugün, hangi ürünler öne çıkıyor? İşte, bu renkli çarşının bilinmeyen yönleri.

MISIR ÇARŞISI'NIN HİKAYESİ
Mısır Çarşısı'nın tarihi, Bizans dönemine kadar uzanır. Bu dönemde, bu alanda "Makro Envalos" adıyla bilinen bir çarşı bulunuyordu. Ancak, bugünkü yapının temelleri 1660 yılında Turhan Sultan tarafından atılmıştır. Hassa baş mimarı Kâzım Ağa'nın inşa ettiği bu çarşı, başlangıçta "Yeni Çarşı" ya da "Vâlide Çarşısı" olarak anılmaktaydı. Rivayete göre, çarşının inşası Mısır'dan alınan vergilerle gerçekleştirilmişti ve 18. yüzyıldan sonra, halk arasında "Mısır Çarşısı" adı kullanılmaya başlanmıştır.

Mısır Çarşısı, geçmişte yaşanan iki büyük yangını (1691 ve 1940) atlatarak bugüne kadar ulaşmayı başarmıştır. Çarşı, 1940-1943 yılları arasında İstanbul Belediyesi tarafından kapsamlı bir restorasyona tabi tutulmuş ve günümüze uygun hale getirilmiştir.
Çarşıda, geleneksel aktarlar, baharatlar, çiçek tohumları ve nadir bitki köklerinden tabii ilaçlar gibi ürünlerin yanı sıra, kuruyemişler, şarküteri ürünleri ve çeşitli gıda maddeleri de satılmaktadır. Mısır Çarşısı, hafta sonları da açık olduğu için, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker.
Çarşının mimarisi de dikkat çekicidir. L şeklindeki yapının altında Haseki Kapısı gibi tarihi girişler bulunur. Çarşının üst katında ise geçmişte esnafın kendi aralarındaki anlaşmazlıkları çözüp, halkla sorunları tartıştığı bir mahkeme bulunuyordu.
Mısır Çarşısı, hem geçmişin izlerini taşıyan hem de günümüz alışveriş kültürüne adapte olmuş bir mekandır. Tarihi, kültürel zenginliği ve sunduğu çeşitlilikle, İstanbul'un eşsiz duraklarından biridir.





