Dünyanın dört bir yanından gelen mitolojik hikayeler, insanlık tarihinin en eski ve en etkileyici anlatılarını barındırır. Bu haberimizde, farklı kültürlerden gelen en ilginç efsaneleri sizin için hazırladık. İşte,  Dünyanın En Büyüleyici Mitolojik Hikayeleri...

MİTOLOJİK HİKAYE NEDİR?

M İ Y O L O J İ İ
Ortak bir kültür içinde çoğu zaman bilinmezleri açıklamak içi kullanılan ortak söylenceler mitoloji olarak adlandırılır. Mitolojiyi oluşturan ögeler birçok farklı karakterler ve bu karakterlerin anlatıldığı hikayelerdir. Bu farklı karakterler arasında tanrılar, yarı tanrılar, soylular, cesur kahramanlar, güzel kadınlar ve sıradan halk bulunur. Sözlü anlatı ile kuşaklar arası aktarılan mitolojik hikayeler bir toplumun inanç ve kültürünün göstergesi olduğundan dönemin kralı ya da din adamları tarafından onaylanırlar.

YUNAN MİTOLOJİSİ: PRPMETHEUS'UN ATEŞİ ÇALMASI

Prometheus

İnsanın zayıflığına ve çıplaklığına üzülen Prometheus, Olympos Dağları'ndan Hephaistos ve Athena'nın atölyesinden ateşini çalmış ve bunu dereotu sapının oyuğuna saklayarak insanlığa yaşam mücadelesinde yardımcı olacak değerli bir hediye vermiştir. Ayrıca Titan Prometheus, insana hediyesini nasıl kullanacağını öğretmiş ve metal işçiliği başlamıştır ki; bu nedenle Prometheus bilim ve kültür ile de ilişkilendirilmektedir.

Bu, insanlığa ısı ve ışık getirdi, ama aynı zamanda Prometheus’un sonsuz bir cezaya çarptırılmasına neden oldu. Zeus, Prometheus’u Kafkas Dağları'na zincirledi ve her gün bir kartalın karaciğerini yemesine izin verdi. Karaciğer her gece yenilenirdi, böylece ceza sonsuz hale gelirdi. Bu hikaye, insanın bilgi arayışını ve bunun bedelini anlatan güçlü bir anlatıdır.

NORSE MİTOLOJİSİ: RAGNAROK- DÜNYANIN SONU

Ragnarok Wannart 1

Ragnarök, İskandinav mitolojisindeki kaos güçleri ile düzen güçleri arasındaki, dünyayı sona erdiren, tanrıların ve düşmanlarının çoğunu öldüren ve yeni bir dünyanın doğuşuna yol açan dehşet verici bir savaştır. 

Bu savaşta tanrılar, devler ve diğer varlıklar birbirine girer ve dünya yıkılır. Odin, Thor ve Loki gibi tanrılar bu savaşta ölür. Ancak, Ragnarok bir son değil, yeni bir başlangıçtır; çünkü savaşın ardından dünya yeniden doğar ve yaşam tekrar başlar.

JAPON MİTOLOJİSİ: AMATERASU'NUN MAĞARAYA SAKLANIŞI

Origin Of Iwato Kagura Dance Amaterasu By Toyokuni I I I ( Kunisada) 1856

Japon kültüründe güneşi temsil eden Amaterasu, ışığıyla dünyaya yaşam veren bir varlık olarak kabul edilir. Efsanelerine göre, Amaterasu’nun hikayesi büyüleyici detaylarla doludur ve Japon kültürünün temel taşlarından biridir.

Amaterasu’nun hikayesi, doğaüstü bir anlatıya sahip olup Japonya’nın doğal unsurları ve inançlarına dayanır. Efsaneye göre, Amaterasu, ay kardeşi Tsukuyomi ile ilişkisi bozulan kötücül bir isyan tanrısı olan Susanoo’ya sinirlenir. Öfkesini ifade etmek için bir mağaraya çekilen Amaterasu, güneşi de yanında götürerek dünyayı karanlığa bürür.

Bu olaydan sonra, diğer tanrılar Amaterasu’yı geri döndürmek için planlar yaparlar. Başarılı olabilmek için bir festival düzenler ve bir yandan da tanrı ve tanrıçaların komik danslarıyla eğlenirler. Festivale katılan Uzume adındaki bir tanrıça, gösterisiyle diğer tanrıları güldürerek Amaterasu’nun dikkatini çeker. Merak eden Amaterasu, mağaradan çıkarak ne olup bittiğini görür ve yeniden  ışığını dünyaya yaymaya başlar.

Bu hikaye, Japon kültüründe birçok değeri simgeler. Amaterasu, güneşin  ışığı ve yaşamın sembolüdür. Onun karanlığı aydınlatması, olumlu enerjiyi getirir ve doğanın canlanmasına yol açar. Aynı zamanda, Uzume’nin dansı sosyal bağları kuvvetlendiren ve neşeyi yaymaya yönelik bir eylem olarak kabul edilir.

Amaterasu’nun hikayesi, Japon mitolojisi ve kültürünün bir parçası olarak günümüzde bile önemini korur. İnsanlar, festival ve kutlamalar aracılığıyla ona saygı gösterir ve onun ışığına minnettarlık duyarlar. Ayrıca, Amaterasu’nun hikayesi, insanların karanlık zamanlarda umudu kaybetmemesi gerektiğini hatırlatan bir anlam taşır.

Amaterasu’nun hikayesi Japon mitolojisinde önemli bir yer tutar. Onun güneşi ve ışığı, Japonya’nın kültürel kimliğiyle sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Bu efsane, Amaterasu’nun karanlığı aydınlatması ve yaşamı yeniden canlandırmasıyla insanlara ilham verir. 

MISIR MİTOLOJİSİ: OSİRİS'İN DİRİLİŞİ

Isis Osiris Inisiyasyonu

Mısır Mitolojisi için çok önemli bir yere sahip olan Osiris, yer altının ve ölümün muzaffer tanrısı, sonsuzluğun efendisidir. Kelime anlamı olarak Osiris, Eski Mısır’da öbür dünya hissini uyandırırdı. Yeryüzünün tanrısı olan Geb ile gökyüzünün ve bulutların yaratıldığı yerin tanrıçası kabul edilen Nuit (veya Nut) ‘in ilk çocuğudur. Kardeşi Set (ayrıca Seth olarak da bilinir) kötülük tanrısıdır. Osiris ise kardeşi Set’in tam zıddı olarak iyilik tanrısı, kural koyucu ve koruyucu olarak tanınır. Osiris’e yüklenen birçok sıfat vardır. En bilinenleri onun Yeraltı Dünyasının Efendisi, İyi Huylu ve Genç Olan, Yaşayanların Kralı ve Ebedi Olan olarak bilinmesidir.

Cenaze tanrısı olan Osiris ilk olarak 5. Hanedan zamanlarında, adına ilk rastlandığı zamanlar, korkunç bir tanrı olarak ün salmışsa da zamanla iyi huylu bir tanrı olarak tasvir edilmiştir. Osiris’in derisinin yeşil olarak betimlenmesinin sonucunda onun bereket ve bitkilerin büyümesiyle ilişkilendirdiğine de ulaşılabilir. Cambridge Üniversitesinde Mısıroloji okutmanı olan John Ray, Osiris’in ‘mükemmel veya eksiksiz’ anlamına gelen ‘Onnofri’ olduğunu belirtmiştir.

Osiris’in hikayesi Antik Mısırlılar için sonsuz yaşamı simgeleyen ve aslında onlara umut vadeden bir trajedidir.

KELT MİTOLOJİSİ:  CUCHULAİNN'İN KAHRAMANLIKLARI

C U C H U L A İ N N

İrlanda mitolojisinin en büyük kahramanlarından biri olan Cuchulainn, eşsiz dövüş yetenekleri ve cesaretiyle tanınır. En ünlü hikayelerinden biri, tek başına bir orduya karşı savaşarak Ulster’ı savunmasıdır. Cuchulainn, normal bir insandan daha büyük ve güçlü olan, ancak aynı zamanda derin bir trajedi ile de karakterize edilen bir figürdür. Onun hikayeleri, İrlanda mitolojisinde kahramanlık ve fedakarlığın simgesidir.

MAORİ MİTOLOJİSİ: MAU'NİN GÜNEŞİ YAKALAMA HİKAYESİ

M A U İ

Maori mitolojisi, Yeni Zelanda'nın yerli halkı olan Maorilerin zengin ve renkli inanç sistemini yansıtır. Bu mitolojide önemli bir yere sahip olan Maui, yarı tanrı ve kahraman olarak bilinir. Maui'nin hikayeleri, doğa olaylarını, dünyanın yaratılışını ve insanların günlük yaşamını etkileyen kahramanlıkları anlatır.

Evde Kışlık Konserve Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler! Evde Kışlık Konserve Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler!

Maori mitolojisinde, Maui yarı tanrı olarak bilinir ve güneşi yakalayıp onu yavaşlatarak günlerin uzamasını sağlar. Bu hikaye, Maui’nin zekası ve cesareti ile güneşin hızını kontrol edebilmesi üzerine kuruludur. Maui’nin hikayeleri, Polinezya halklarının mitolojisinde sıkça rastlanan doğa olaylarını kontrol etme temasını işler.

ABORJİN MİTOLOJİSİ: GÖKKUŞAĞI YILANI

A B O R J İ N

Avustralya Aborjin mitolojisinde Gökkuşağı Yılanı, dünyanın yaratılışı ve yaşamın kaynağı olarak kabul edilir. Yeryüzünü ve su yollarını şekillendiren, yaşam veren yağmurları getiren bu yılan, aynı zamanda doğanın dengesini koruyan bir varlık olarak bilinir. Aborjin halkının kültüründe, Gökkuşağı Yılanı, doğayla olan derin bağlantıyı ve saygıyı sembolize eder.

Gökkuşağı Yılanına atfedilen hikayeler ve isimler değişse de genellikle suyla ve dolayısıyla hayatla özdeşleştirilir. Pek çok hikayede insanları midesine indirir fakat Avustralya halklarına örf ve âdetler de armağan eder. Gökkuşağı Yılanı yaratılış efsanesi olarak, aynı zamanda da Avustralya’nın yasalarını, âdetlerini ve totemik kabile kültürünü açıklamak için kullanılır.

Dirilişzamanı’nda, zamanın doğuşunda, Gökkuşağı Yılanı Avustralya’yı boydan boya katederken, geçtiği yerlerde bıraktığı izler; vadileri, nehirleri -ve dere yataklarını oluşturur. Kurbağalara seslenir ve kurbağalar topraktan suyla dolup ağırlaşmış karınlarıyla çıkarlar. Gökkuşağı Yılanı, kurbağaların karınlarını gıdıklar ve su dünyaya fışkırır, nehirleri ve gölleri doldurur. Buradan da tüm yaşam -hem bitkiler hem hayvanlar- doğar. Kanguru, devekuşu, yılan, kuşlar ve tüm diğer hayvanlar ülkeyi gezen Gökkuşağı Yılanı’nı takip eder. Her hayvan, sadece kendi türündeki canlıları avlayarak ekolojik dengeyi korumaya yardımcı olur.

Yılan, yasalar koyar ve yasalara itaat etmeyenlerin hayvan biçiminde kalacağını, yasalara uyanların ise insan formuna terfi edeceğini söyler. Her kabilenin belli bir hayvandan geldiğine inanılır. Bu hayvanlar kabilelerin totemidir ve totem onlara kökenlerini hatırlatır. Kabiledekiler, bu totem hayvan hariç her şeyi yiyebilirler.

Mitolojik Hikayeler 23 1024X576

Muhabir: Buse SARI