Plaza dili, iş dünyasında sıkça karşılaşılan bir fenomen olup, Türkçe ile İngilizce kelimelerin iç içe geçtiği bir konuşma tarzını ifade eder. Özellikle kurumsal şirketlerde, toplantılarda ve e-posta yazışmalarında bu terimler yaygın olarak kullanılır. Ancak, bazıları gereksiz yere tercih edilerek ana dilin bozulmasına yol açabilir.
İşte plaza dilinde sıkça kullanılan bazı İngilizce kelimeler ve Türkçe karşılıkları:
- Deadline (dedlayn): Son teslim tarihi
- Feedback (fiitbek): Geri bildirim
- Brief (briif): Kısa bilgi / özet
- Meeting (miiting): Toplantı
- Check etmek: Kontrol etmek
- Forward etmek: E-posta yönlendirmek
- Back-up almak: Yedek almak
- Update etmek: Güncellemek
- Schedule etmek (skejyul etmek): Planlamak
- Reach out (riiç aut): Ulaşmak / temasa geçmek
- Touch base (taç beys): Kısa iletişim kurmak
- Call (kol): Telefon görüşmesi
- Align olmak (alayn olmak): Uyumlu olmak / aynı çizgide olmak
- Action almak: Harekete geçmek
- Onboarding (onboording): Yeni çalışanı işe alıştırma süreci
- Kick-off (kik of): Proje başlangıcı
- Go live (go layv): Yayına / kullanıma geçmek
- Postpone etmek (postpon etmek): Ertelemek
- Approve etmek (epruv etmek): Onaylamak
- De-brief (di-briif): Toplantı sonrası değerlendirme
- Priority (prayoriti): Öncelik
- Follow up (falov ap): Takip etmek
- Take action (teyk ekşın): Harekete geçmek
- FYI (ef way ay): Bilginize (For Your Information)
- ASAP (ey es ey pi / eysap): En kısa sürede (As Soon As Possible)
- Roadmap (rodmep): Yol haritası
- Scope (skop): Kapsam
- KPI (key pi ay): Başarı ölçütü (Key Performance Indicator)
- ROI (ar o ay): Yatırım geri dönüşü (Return on Investment)
- Benchmark (bençmark): Karşılaştırma standardı
Kaynak: Haber Merkezi

