Yaşamını “Benim için yazmak nefes almak gibidir,” şeklinde özetleyen, en iyi aşk şiirlerinin şairi Pablo Neruda’nın hayat hikâyesini aktaracağım bugün sizlere.. Benim de kulağıma küpe ettiğim bir sözü var “Gülmek, ruhun dilidir”Asıl adı Ricardo Eliezer Neftali Reyes Basoalto olan şair ve yazar Pablo Neruda, 12 Temmuz 1904 tarihinde dünyaya geldi. Babası bir demiryolu işçisi, annesi ise bir öğretmen olan Pablo Neruda’nın çocukluğu babasının görevli olduğu küçük taşra istasyonlarında geçti. Köylüleri, mevsimlik tarım işçilerini, maden işçilerini yakından tanıdı. Okulda, düş kurmayı seven, çekingen bir öğrenciydi. Şiirler ve yazılar yazıyor, durmadan kitap okuyordu. Edebiyat açısından ve siyasal açıdan etkilendiği, Şili'nin ünlü kadın şairi Gabriela Mistral ile bu sırada tanıştı.

İspanya İç Savaşı ve García Lorca'nın ölümü onu çok etkiledi ve önce İspanya sonra da Fransa'da Cumhuriyetçi harekete katılmasını sağladı. Bu sırada şiirlerini topladığı Kalbimdeki İspanya (España en el corazón (1937)) üzerine çalışmaya başladı. Kalbimdeki İspanya, iç savaş sırasında cephede basıldı. Aynı yıl ülkesine dönen Neruda, daha sonraki eserlerini siyasi ve sosyal konuları işledi.

1939'da Paris'te İspanyol göçmenler için konsolosluk görevine getirildi. Meksika'daki konsolosluk görevi sırasında Canto General de Chile'yi yazdı. Bu eserde bütün Güney Amerika kıtasının doğası, insanları ve tarihi yazgısı epik şiir şeklinde anlatılmaktadır. Eser, 1950'de Meksika'da basılırken, Şili'de de el altından yayınlandı. Yaklaşık 250 şiirin yer aldığı eser, on kadar dile çevrildi ve bu çeviriler yüzünden Neruda elçilik yaptığı ülkelerde zorluklar yaşadı.
1943'te Şili'ye dönen Neruda, 1945'te senatör seçildi ve Şili Komünist Partisi'ne katıldı. 1947'de Başkan González Videla'nın grevdeki madencilere yönelik baskıcı protestolarını protesto ettiği için 2 yıl boyunca kendi ülkesinde kaçak yaşadı. 1949'da yurt dışına çıktı ve 1952'ye kadar çeşitli ülkelerde ikamet etti. Bu dönemde yazdığı eserlerde sürgünün etkisi hissedilir.

Editör: TE Bilisim