Merhaba, bugün oğlukumun bizden ayrılışının 54. günü bugün ve ben onun hikayesini anlatmaya devam edeceğim. Bir önceki yazımda oğlukumun kalecilik yeteneklerini anlatmıştım, bugünde kısırlaştırmamızdan bahsedeceğim.

Oğlum bahsettiğim gibi genelde usludur çok ses çıkarmaz bizi çok rahatsız etmez gelir yanımıza kıvrılır uyurdu. Zamanla biraz huyu değişti sürekli dışarı çıkmak istedi geceleri çok miyavlamaya başladı. Bir akşam Limon’un sürekli miyavlamasından apartmandaki komşularımızın rahatsızlık duyduğunu için veterinerin önerisi üzerine, Limon'u kısırlaştırmaya karar verdik. Bu hem onun sağlığı için önemliydi hem de çevredeki insanların huzurunu düşündük.

Cumartesi günü yarım gün çalışıyordum işten geldim hemen Veterinere götürdük. Kısırlaştırma işleminden sonra, evimize döndüğümüzde Limon hala baygındı. Limon'u taşıma kutusundan çıkarır çıkarmaz teyzem, ben ve kuzenim etrafında toplandık. Yumuşacık puf yastığa yatırdık nöbetleşe nefes alıp vermesini sırasıyla izledik. Veteriner bize 17 gibi ayılır demişti ama 19 oldu oğlan hala baygın, dayanamadım veterineri aradım sanırım 10 kere filan her seferinde merak etme ayılır dese de içim içime sığmıyordu. Gece 22 gibi uyanmaya başladı böyle sersemlemiş gibi bakıyordu.

Limon'un yanında oturup, ona nazikçe dokunduk ve onunla konuştuk. Kısırlaştırmanın ardından yaşadığı belirsizlik ve sersemlik haliyle başa çıkmaya çalışırken, ona destek olmaya çalıştık. Limon’un gözleri bir süre sonra daha sakin hale geldi ve miyavlaması yavaş yavaş durdu.

Limon tam ayılamadı ama sürekli yürümeye çalışıyor düşüyor diye biz de bu narkoz etkisinde aman düşmesin bir yeri incimesin diye tutuyoruz ama Limon hiç durmuyor. Bende teyzeme dedim ki inat etti bu bırak yürüsün rahatlasın. Teyzem bıraktı Limon yalpalayarak yürümeye devam etti, izlemesi çok komikti. Bu nereye gidiyor acaba derken bir baktık odasına doğru yürüyor, odasına girdi ve tuvaletine gidip çişini yaptı. 

Ben bunu görünce bir ağlamaya başladım, oğlum o yarı baygın yarı ayık hali ile ortalığa yapayım demedi gitti tuvaletine yaptı. O kadar gurur duydum ki oğlumla çünkü benim oğlum çok temiz çok akıllı.
Gözümün önünden o hali hiç gitmiyor. Yarasını da kendisi yalayarak 2 günde tedavi etti. Gece miyavlamaları, bazı sert tavırları bitti oğlum pamuk gibi oldu. Benim oğlukum zaten hep bal gibiydi zaten.

Bu seriyi yazmak çok zor, her Perşembe akşamı ağlıyorum yazarken. İçim çok acısa da kendime diyorum ki çok iyi baktık Limon’a çok mutlu ettik onu diyorum kendime.
Bir sonraki yazımda oğlumun hikayesini anlatmaya devam edeceğim.
Bugünlük bu kadar görüşmek üzere hoşça kalın.