Sanatın hayatımızdaki yeri tartışılmaz. Ulu Önder Atatürk de sanat için ‘Sanattan mahrum bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ demiştir. Görsel sanatların içerisinde ise tiyatronun yeri benim için bir başka. Çünkü tiyatro sanatı insandan insana iletişimin diğer adıdır. İsmi altın harflerle yazılacak birçok tiyatro sanatçımızın ismini saymak mümkün. Kadınlarda ise tiyatro alanında öncü olan Afife Jale “Beni acıyarak değil, düşünerek severek, kucaklayarak hatırlayın. Tiyatro varsa ben varım!” diye haykırıyorken, toplum hayatında ilklere vesile olan bir sanatçımızdı. Tiyatro varsa ben varım diyen Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk kadın oyuncu olan Afife Jale’yi yakından tanımaya ne dersiniz? ‘’Afife Jale, 1902 yılında İstanbul'un Kadıköy semtinde dünyaya geldi. Babası Hidayet Bey, annesi Methiye Hanım, kardeşleri Behiye Hanım ve Salâh Bey'dir. İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim görmüş, Darülbedayi'nin 10 Kasım 1918'de tiyatro kursları için açtığı sınavı kazandı. 1919 yılının 13 Nisan gecesi Kadıköy'deki Apollon Sineması'nda ilk gösterimi yapılacak olan, Hüseyin Suat'ın Yamalar adlı oyununda, Emel rolünü oynayan Eliza Binemeciyan'ın Paris'e gidişi üzerine onun yerine "Jale" takma adı ile sahneye çıktı. Böylece sahneye çıkan ilk Türk kadını olarak tarihe geçti. Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle şiddetli baş ağrıları çeken Afife Hanım, doktorunun morfinle tedavi yoluna gitmesi üzerine morfin bağımlısı oldu. Birkaç yıl sonra Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu'da turneye çıktı; daha sonra da Fikret Şadi'nin Milli Sahne'siyle çeşitli kentlerde temsiller verdi. 1923 yılında Türkiye'de cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra yeni rejim Türk kadınlarının sahneye çıkması önündeki yasal engeller kaldırmış, tersine kadınların sahneye çıkmasına destek olmuştu. Ancak morfin bağımlılığı nedeniyle sanatçının sağlığı bozuldu ve tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı. 1928 yılında gittiği bir Hafız Burhan konserinde ona tamburuyla eşlik eden Selahattin Pınar ile tanıştı ve 1929 yılında evlendi. Selahattin Pınar, Nereden Sevdim O Zalim Kadını, Anladım Sevmeyeceksin Beni Sen Nazlı Çiçek gibi birçok şarkıyı onun için bestelediği düşünülür. Ancak Afife Hanım'ın morfin bağımlılığı evliliklerini olumsuz etkilediği için 1935 yılında boşandılar. Zorlu aşamalardan geçen ve tiyatroya olan aşkı için çaba gösteren sanatçı, idealleri uğruna hiçbir zorluktan korkmamış ve tutku ile bağlı olduğu sahnede rolünü ifşa etmiştir. Bu üstün başarısı ve sanata olan aşkı ile ün kazanan sanatçı için her yıl Afife Jale Tiyatro ödülleri düzenlenmektedir. Her yıl bu ödül töreni ile anılan sanatçı, Türk kadının bu sanata yönlenmesinde ön ayak olmuştur.’’ Sanatın hayatımızdaki yeri, tiyatronun ise hayatımızda kapladığı alanı anlatmaya kelimeler yetmez. Şu saatten sonra yapılabilecek en iyi şey ise bir sanat dalı ile ilgilenmek olacaktır.

Editör: TE Bilisim