Temiz şehirler

Herkesin bildiği bir marka Cif… Şimdilerde de çok önemli ve değerli bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Teması şöyle, ‘’temiz evlerin insanlar üzerinde yarattığı olumlu etkilerini yaşadığımız şehirlere de taşıma’’… Amacı şu anda doğanın en çok ihtiyaç duyduğu şey. Temiz kalmak, temiz olmak. Toplum olarak çoğumuz kendini temiz olarak nitelendiriyor. Kendisine pisim diyen insan sayısı bir hayli azdır. Peki ama hepimiz bu kadar temizliğe önem veriyorsak çevremiz neden bu kadar kirli. Sokaklar kirli, yollar kirli, parklar, denizler kirli… Özünde temiz olan bir insan etrafına bu kadar zarar verebilir mi? Temizlik yalnızca evde temiz olmakla olmuyor işte. Cif, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kızılay Beykoz(Avrasya) Şubesi ile ‘Temizken Güzel’ projesine başladı. Eminönü ve Karaköy yaya alt geçitlerinin bakımdan geçirildiği ve temizlenerek yenilendiği proje kapsamında Kadıköy, Eminönü ve Karaköy sahillerinde denizin içine yüzey atıklarını temizlemek için İstanbul Boğazı koşulları dikkate alınarak Türkiye’de özel üretilen 20 adet Cif Çöpkapar ünitesi yerleştirildi. Yılda yaklaşık 110 ton atık toplanması hedeflenen projede ‘Çöpkaparlar’ ile toplanan atıklar ayrıştırılacak ve uygun olanlar geri dönüşümle tekrar kullanıma kazandırılacak. Temizkenguzel.com internet sitesinden, daha temiz ve düzenli bir İstanbul için verilecek her 100 bin söz için bir yeni Çöpkapar da İstanbul Boğazı ile buluşacak. Projede ayrıca Kadıköy Rıhtımı’nda bir de Cif Kadıköy Parkı hizmete sunuluyor. Sosyal mesafe kurallarına uygun tasarlanan parkın yapımında geri dönüştürülmüş ve doğa dostu malzemelerden yararlanıldı. Bu proje umarız denizlere, çevreye bir fayda sağlar ki sağlayacak gibi de duruyor. Bu temizlik anlayışını dışarıya taşımak yaşadığımız şehirler için hayati önem taşıyor. Özellikle İstanbul’da denizin halini bilmeyen yoktur. Eline geçen her şeyi deniz atan insanlar var. Sanki deniz attığımız şeyi yok ediyor gibi bir algı var. Orada bir hayat olduğunu birçok insan maalesef unutuyor. Tepemizden sürekli birileri çöplerini üzerimize atsa ne yapardık acaba? Büyük ihtimal çok büyük bir kaos çıkardı. Aynı şeye denizlere, sokaklara yapıyoruz. Dilleri olmadığı için bu durumun vahametini bizimle paylaşamıyorlar ama gerçek şu ki bu ortamlara geri dönüşü olmayan zararlar veriyoruz…