Son zamanlarda özellikle sosyal medyada sıkça karşılaşılan "hayalet deprem" algısı, uzmanların dikkat çektiği önemli bir psikolojik durumu ifade ediyor. Bu algı, herhangi bir gerçek sarsıntı olmamasına rağmen kişilerin deprem olduğu hissine kapılması şeklinde tanımlanıyor. Özellikle büyük depremlerin ardından artan toplumsal kaygı, insanların küçük titreşimleri ya da çevresel etkileri deprem sanmasına neden olabiliyor.
Hayalet deprem algısı nedir?
Hayalet deprem algısı, gerçekte herhangi bir sarsıntı olmamasına rağmen kişinin deprem olduğu hissine kapılmasıdır. Genellikle büyük depremler sonrasında artan kaygı ve stresle ortaya çıkan bu durum, psikolojik kökenli bir algı yanılgısıdır.
"Uzmanlara göre bu algı kişinin sürekli tetikte olma haliyle ilgili"
Uzmanlara göre bu durum, psikolojik ve nörolojik temelli bir yanılsamadan ibaret. Deprem kuşağında yaşayan bireylerde ya da geçmişte deprem tecrübesi yaşayan kişilerde daha sık görülebilen bu algı, kişinin sürekli tetikte olma haliyle ilgili. Sessiz bir ortamda otururken ya da yatakta dinlenirken vücuttaki iç titreşimlerin bile deprem zannedilmesi bu duruma örnek gösteriliyor. Psikiyatristler, bu durumun travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları veya afetlere karşı yüksek duyarlılıkla bağlantılı olabileceğini belirtiyor.
"Sosyal medya kitlesel paniğe yol açıyor"
Hayalet deprem algısı çoğunlukla zararsız olsa da, sosyal medya aracılığıyla yayıldığında kitlesel paniğe yol açabiliyor. “Az önce deprem oldu mu?”, “Sallandık mı?” gibi paylaşımlar, kişisel hissiyatların kitlesel korkulara dönüşmesine neden olabiliyor. Bu nedenle uzmanlar, herhangi bir sarsıntı hissedildiğinde öncelikle AFAD veya Kandilli Rasathanesi gibi resmi kaynaklardan doğrulama yapılmasını öneriyor.
Bu tür durumlarda bireylerin sosyal medya içeriklerine karşı temkinli yaklaşmaları, düzenli nefes egzersizleriyle kaygılarını azaltmaları ve gerekiyorsa psikolojik destek almaları önem taşıyor. Uzmanlar, hayalet deprem algısının anormal bir durum olmadığını, ancak sık yaşanması halinde bir uzmana başvurulması gerektiğini vurguluyor.
