1980’li yıllarda İngiltere’de büyükbaş hayvanlarda ortaya çıkan ve insanlara da bulaşarak 178 kişinin ölümüne yol açan deli dana hastalığı, yıllar sonra Türkiye’de yeniden gündeme geldi.
Deli dana hastalığı nedir?
Deli dana enfeksiyonun bu hastalığı taşıyan hayvanların etinin ve özellikle sakatatlarının tüketilmesi, bu hayvanların vücut sıvıları ile temas edilmesi sonucunda bulaşan bir hastalık türüdür.
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da yoğun bakımda tedavi gören bir hastada ön teşhis konulmasının ardından, Bolu’da da benzer bir vaka tespit edildi. Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde nörolojik şikâyetlerle tedavi gören bir kadın hastadan alınan beyin omurilik sıvısı örneği, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yapılan özel testlerle incelendi. Test sonuçları, hastada deli dana hastalığına işaret eden pozitif bulgular ortaya koydu.
Hastalık nasıl bulaşıyor?
Uzmanlar, hastalığın genellikle enfekte hayvanların etinin ve özellikle sinir dokusu içeren sakatatlarının tüketilmesiyle bulaştığını belirtti. Ayrıca, bazı durumlarda hastalığın vücut sıvılarıyla insandan insana geçebileceği ihtimali de bulunuyor.
Belirtiler ve seyir
Hastalığın ilk belirtileri genellikle psikolojik düzeyde ortaya çıkıyor. Kafa karışıklığı, odaklanma zorluğu, halüsinasyonlar, uyku bozuklukları ve ani öfke gibi davranışsal değişiklikler görülebiliyor. İlerleyen evrelerde ise yürüme güçlüğü, solunum problemleri ve kalp fonksiyonlarında bozulma gibi ciddi nörolojik belirtiler gelişiyor. Hastalık ilerledikçe bilinç kaybı ve koma durumu kaçınılmaz hale geliyor.
Tedavi mümkün mü?
Ne yazık ki deli dana hastalığına karşı bilinen bir tedavi yöntemi veya ilaç bulunmuyor. Bu nedenle erken teşhis ve hastalığın yayılmasını önleyici tedbirler büyük önem taşıyor.
Türkiye’de kısa süre içinde iki farklı şehirde görülen vakalar, halk sağlığı açısından dikkatle izleniyor. Uzmanlar, et ve et ürünlerinin güvenilir kaynaklardan temin edilmesi gerektiğini vurgularken, gıda güvenliği denetimlerinin artırılması çağrısında bulunuyor.