Gün geçmiyor ki yeni uygulamalarla gündemimiz dolmasın. Şu sıralar gündemimizde yaşlandırma uygulaması var. Çeşitli efektlerle fotoğrafınızı dönüştürerek yaşlandığınızda nasıl görüneceğinizle yüzleşiyorsunuz. Herkes kendi yaşlılığını merak ediyor haliyle. Gençlik günlerimiz geride kalınca elimizde bir tek yaşlılığımız kalacak. Aslında her geçen saniye bile yaş alıp değişiyoruz. Yani ileriyi tahmin etmek çok zor bir şey değil. Aynaya baktığımızda kendimizdeki değişimi görebiliriz. Bu değişim her zaman bizi mutlu edecek tarzda olmuyor tabii ki. Hatta genelde insan eski günlere daha fazla ilgi duyuyor. İnsan yaşadığı günü çoğu zaman geçmişe duyduğu özlemle bugünü kaçırıyor işte. Anı yaşayalım anı yaşayalım dedikçe bu andan bir sebeple uzaklaşıyoruz. Bunu nasıl engelleyebiliriz? İnsan yapısı gereği geçmişi ya da geleceği sürekli düşünme eğilimindedir. Bundan uzaklaşması biraz zor. Çünkü geçmişi düşünmek insana tecrübe katarken geleceği düşünmek direnç ve şevk veriyor. Bunları yaparken işte anı yaşamayı unutuyoruz. Ya gelecek telaşına düşüyoruz ya da geçmişin derdine işte. Yaşlandırma uygulamasının bir anda bu kadar popüler olmasının sebebi de bu bence. İnsanların gelecekteki görüntüsünü merak etmesi kadar doğal bir şey yok. Günümüzde merak ettiğimiz her şeye anında ulaşabiliyoruz. Buna yaşlanınca nasıl görüneceğimiz de dahil işte. Telefon uygulamaları bize büyük kolaylıklar sağlıyor. Bu nedenle hayatımızın her alanında bu telefon uygulamalarını kullanıyoruz. İçtiğimiz suya bile uygulamalardan bakıyoruz artık. Hayatımızı kolaylaştıran bu uygulamalar her geçen gün daha fazla çeşitlenerek hem işimizi kolaylaştırıyor hem de sadece telefondan bütün işlerimizi halledebiliyoruz. Günümüzde her şey bu kadar kolayken yaşlanmak da zor olmasa gerek...