19 milyon öğrenci karne sevinci yaşarken Öğrenci Veli Derneği de (Veli-Der) düzenlediği basın toplantısı ile Millî Eğitim Bakanlığı’na karne verdi. Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci yaptığı konuşmada 2020 verilerine göre Türkiye’deki çocukların yüzde 44,3’ünün yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, “Tüm okullarda, üniversitelerde acilen ücretsiz bir öğün yemek uygulaması başlatılmalıdır” dedi.  Deveci, “Ülkemizde milyonlarca kız çocuğu örgün eğitim dışına çıkmıştır. Kız çocukları şiddet, istismar riski altında yaşamakta, çocuk yaşta evliliğe maruz bırakılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2021-2022 eğitim öğretim yılı okullaşma istatistiklerine göre ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin kız çocuğu eğitimin dışındadır” dedi.  Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci’nin konuşmasının satır başları şöyle: “ACİLEN ÜCRETSİZ BİR ÖĞÜN YEMEK UYGULAMASI BAŞLATILMALI” “Salgın ve yüksek zamlar, açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesi veren, alt gelir gruplarını ve yoksul ailelerin çocuklarını etkiledi. Temel gündemimiz, çocukların açlığı. Tutuklu bir ailenin 6 yaşında bir çocuğu, babaannesinin evinde, yetersiz beslenme nedeni ile kaybettiğimizi üzülerek basından öğrendik. Yaşadığımız acı gerçeğe rağmen ücretsiz okul yemeği talebi “maliyet hesabı” gerekçesiyle yok sayılmaktadır. Aylardır sürdürdüğümüz mücadele sonucunda, ücretsiz okul yemeğinin yalnızca okul öncesi eğitim ve taşımalı eğitimden yararlanan öğrencilerin devam ettiği pansiyonlu okullarda dağıtılacağı sınırı ile bir açıklama yapıldı. 2020 verilerine göre ülkemizdeki çocukların yüzde 44,3’ü yoksulluk ve açlıkla karşı karşıyadır. Son 3 yıl içersin de yoksulluğun, zamların artışı ile beraber en iyimser durumda bile bu oran en az her iki çocuğumuzdan birinin açlıkla karşı karşıya kaldığının kanıtıdır. Tüm okullarda, üniversitelerde acilen ücretsiz bir öğün yemek uygulaması başlatılmalıdır.  Okullarda, en az yetersiz ve dengesiz beslenme sorunu kadar önemli bir sorun olan sağlıklı içme suyuna erişimdir. Ülkemizde okulların yüzde 95’inin bahçelerinde öğrencilerin su ihtiyacını karşılayabilecekleri çeşmeler yoktur. Olanlarda da su tesisatlarının eski olması nedeniyle şehir şebeke suyu temiz olsa bile, okula ulaştıktan sonra içilebilir olmaktan çıkmaktadır. Kantinlerde 500 ml’lik su 3-5 TL’dir. Okula harçlıksız gönderilen öğrencilerin kantinden su alması mümkün değildir. Bir an önce Çocuklarımızın sağlıklı içme suyuna erişim hakkı tüm okullarda bir an önce sağlanmalıdır.  “KİTLESEL OKUL TERKİ DURDURULMALI”  Ülkemizde milyonlarca kız çocuğu örgün eğitim dışına çıkmıştır. Kız çocukları şiddet, istismar riski altında yaşamakta, çocuk yaşta evliliğe maruz bırakılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2021-2022 eğitim öğretim yılı okullaşma istatistiklerine göre ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin kız çocuğu eğitimin dışındadır. Çocuklarımız yoksulluktan kaynaklı okullarını kitleler halinde terk etmek zorunda bırakılmaktadır. “EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE AYRILMALIDIR” 1998’de eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe yüzde 30,03’dü. Eğitim yatırımlarına 2002’de MEB bütçesinden yüzde 17,18 pay ayrılmış iken 2023 yılı için eğitim yatırımlarına ayrılan pay 9,18’dir. 2022’de MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı yüzde 10,79 iken, 2023 bütçesi mali bütçe kanun teklifi ile bu oran yüzde 9,64’e geriledi. Bütçedeki bu rakamlar ne olanakların daralması ne de seçeneksizliktir, bir tercihtir. Ve bu tercih, çocuklarımızın kamusal eğitim hakkından yana değildir. Acilen ek bütçe açıklaması yapılmalı eğitime yeterli bütçe ayrılmalıdır.  Laik, kamusal okul öncesi eğitim tüm çocuklarımızın hakkıdır. Her yıl olduğu gibi ortaokullarda ve liselerde seçmeli ders tercihlerinin yapılacağı bir süreçte günlerdir öğretmenler, biz veliler çocuklarımızın “seçmeli dersleri” seçme hakkı için mücadele ediyoruz. Tüm velilere çağrımızdır. Her çocuğumuzun özgürce ders seçme hakkı vardır. Çocuklarımızın tercihleri dışında ders seçmeye mecbur bırakıldığı durumda tüm velileri Öğrenci Veli Derneği’mize, şubelerimize ulaşmaya çağırıyoruz.  “ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU İPTAL EDİLMELİDİR” Öğrenci Veli Derneği olarak tüm uyarılarımıza, eylemlerimize rağmen Öğretmenlik Meslek Kanunu 3 Şubat 2022’de yasalaştı ve sonrasında kariyer basamakları sınavı gerçekleştirildi. Öğretmenlerimiz ücretli, sözleşmeli ve kadrolu olarak ayrıştırılmışken sorun daha da büyütülerek aday, uzman, başöğretmen olarak derinleştirilmiştir. Öğretmenlik Meslek Kanunu, kariyer basamakları uygulaması iptal edilmelidir. Tüm öğretmenler için yoksulluk sınırının üstünde eşit işe eşit ücret, eşit haklar, kadrolu, güvenceli istihdam sağlanmalıdır.  “EN AZ 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMALIDIR” 2002-2022 döneminde 19 bin 708 köy okulu kapatıldı. Eğitime erişim en temel hak olmasına rağmen köylerde yaşayan çocuklarımız okulsuz, öğretmensiz bırakıldı. Taşımalı eğitime mecbur bırakıldı. 2022 verilerine göre norm açığının 120 bine ve ücretli öğretmen sayısının 86 bine yaklaşması,20 bine yakın köy okulunun kapatılması ile öğretmen ihtiyacı her dönemden daha fazla artmasına rağmen yeterli öğretmen ataması yapılmadı. 2021/2022 yılı atama sayısı son 10 yılın ortalaması olan 40 bin 375’in altında kaldı. Çocuklarımız okulsuz, öğretmensiz, ataması yapılmayan öğretmenler ise özel okullarda asgari ücretin dahi altında veya başka işlerde açlık sınırı altında çalışma koşulları ile baş başa bırakıldı. Geleceğine dair umudu kalmayan onlarca öğretmen yaşamına son verdi. Eğitim kamusal bir hizmet ve toplumsal fayda üretmesi gerekiyor. Çocuklarımızın geleceğini, ortak geleceğimizi etkiliyor. Bu yüzden MEB’in sürekli olarak “bütçe olanaklarını, yetersizliğini” gerekçe göstermesini kabul etmiyoruz. Çocuklarımızın öğretmen ihtiyacına rağmen bütçede yüzde 1-1,5 oranında bir artış dahi en az 170 bin öğretmen ataması için yeterli olabilecekken tercih bir kez daha çocuklarımızın kamusal eğitim hakkından yana kullanılmadı. Bir an önce en az 100 bin öğretmen ataması yapılmalıdır.  “ÖZEL OKULLAR SÖMÜRÜ ÇEMBERİ” Özel okul sahiplerinin talebi doğrultusunda özel okul ücretlerine yüzde 65 zam yapıldı. Yapılan zam özel okulların önemli bir bölümünde yalnızca okul ücreti ile sınırlı kalmadı. Yemek, ulaşım, kırtasiye vb. kalemlere de yansıtıldı. Okul sayısı yetersizliği, öğrencilerin istediği okul türüne yerleşememesi, eğitimin laik, bilimsel niteliğinin ortadan kaldırılması gibi nedenlerle veliler özel okullara mecbur bırakıldı, gelirlerinin önemli bir bölümünü özel okullara vermek zorunda kaldı. Kamusal eğitimi kaybettiğimiz her gün ortak geleceğimizi kaybediyoruz. Özel okul sahiplerine “teşvik” adı altında aktarılan ücretler kamu okullarına aktarılmalıdır. Özel okullar kamulaştırılmalı, tüm çocuklarımıza eşit, kamusal eğitim hakkı sağlanmalı, tüm öğretmenlere eşit haklara, eşit ücrete sahip koşullarda kadrolu, güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır. Biz veliler her yeni güne kaygıyla başlıyoruz. Çocuklarımızın okullara aç gitmediği, yoksulluktan kaynaklı okullarını terk etmek zorunda bırakılmadığı, çocuk yaşta işçileştirilmediği, deprem riski nedeniyle yaşamlarına ilişkin kaygı taşımadığı, okulsuz, öğretmensiz kalmadığı, laik, kamusal eğitim hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz.” (Eyüp SARİ)

Editör: TE Bilisim