Kalp damar hastalığı hem erkekler hem de kadınlar için en önde gelen ölüm nedeni. Ama buna rağmen kalp damar hastalığı alanındaki araştırmalar dünya nüfusunun %50’sini göz ardı edip, senelerdir erkek hastalara odaklandı. Tabii bunun sonucunda da araştırılmamış ve dolayısıyla anlaşılmamış, hatta daha da kötüsü yanlış anlaşılmış bir kadın hasta profili ortaya çıktı.  Kadın hastaların ciddi kalp semptomları doktorlar tarafından atipik ve kalp dışı nedenlere bağlanıldı birçok vakada. Sonuç vahim bir istatistik olarak karşımıza çıktı: Kalp krizi kadınlarda daha sık mortalite ile sonuçlanmakta. Bazı çalışmalar bunu kadın hastaların daha düşük bir intensite ile tedavi edildiği, örneğin acil stent prosedürüne alınmadıklarını gösterdi erkek hastalara göre. (https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/circulationaha.106.68585 )  Bu konuya yakın zamanda odaklanan kardiyologlar, kadın kalp damar hastalarının farklı bir semptom profili olduğunun altını çizmekteler. Örneğin anjina denilen kalp damar hastalığına bağlı semptomlar, kadınların şiddetli bir göğüs ağrısı yerine boyun ağrısı, bulantı-kusma, ani terleme, baş dönmesi, mide yanması gibi semptomları erkek hastalara göre daha sık rapor ettikleri gösterildi. (https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/heart-disease/in-depth/heart-disease/art-20046167)  Amerika’da yapılan araştırmalar aynı zamanda kadınların da kalp damar hastalığı riski ile farkındalılığının da son 10 sene içinde bir düzelme gösterse de hala düşük olduğunu göstermekte.  Kadın erkek eşitliği için görüldüğü üzere sağlık alanında bile daha çok mesafe kat etmemiz gerekmekte. Bu görev hem sağlık görevlileri, hem bilim insanları hem de kadınlara düşmekte.

Editör: TE Bilisim