''KENDİMDEN FERAGAT EDİP, KOSTÜMLERE EMEK VERİP YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUM''
'' Eskiden savaş kostümü tasarımı bu denli yoktu insanlar televizyonlarda, dizilerde bu kostümlere rastlıyordu. Şimdi artık birebir yakından dokunarak, görerek canlı olarak görebiliyorlar. Türkiye'de bu kostümlerin imitasyonlarını yapanlar var. Bu sanat unutulmaya yüz tutmuş ve bu haldeyken bile ilerlemesini, gelişmesini sağlamıyorlar. Ben de yapamaz mıydım bu kostümlerin imitasyonunu fakat ben kendimden feraget edip, bu kostümlere emek verip yaşatmaya çalışıyorum. Diğer türlü olursa bu sanat olduğu gibi kalır. Ben bu işe başladığımda benimle çok dalga geçtiler, alay ettiler. Yılmadan, usanmadan çalıştım, ürettim. Sonuç olarak da Altınköy 'e davet edildik. ''
''ANA KALIPTAN VE TARİHTEN UZAKLAŞMAMAYA DİKKAT EDİYORUM.''
Tasarladığı her kostümün tarihi bir dokusu olduğunu aktaran Akpınar ''Her kıyafet, kendi tarihini yansıtıyor ama biz biraz daha görselliğe hitap etmek adına aksesuar olarak değişim yapıyoruz. Onun haricinde ana kalıptan ve tarihten uzaklaşmamaya dikkat ediyorum. Çoğunlukla özel sipariş çalıştığım için müşterimin talebine cevap vermeye çalışıyorum. Kaftan ve içlikleri mümkün oldukça pamuktan ve yünden üretmeye çalışıyorum. Derilerde de dağ derisi, kuzu derisi, kurt postundan faydalanıyoruz. Fakat her ürünün kendisine has bir derisi var. Yaptığımız her tasarım ürünün kullanılan malzemeleri farklı hepsini ayrı ayrı bilmek ve konuya hakim olmak gerekiyor'' şeklinde konuştu.
''KOSTÜMLERİM FİLM VE DİZİLERDE SERGİLENECEK''
''Şu anda Türkiye'de geleneksel savaş sanatları, aşık oyunları tarzı yapımların çekimlerine başlanacak. Kürşat sinema filmi var. Onun kostümlerini yapıyorum.Bundan önce, çeşitli dizilere belgesellere ve tiyatro sanatçılarına kostüm hazırladım. Şu anda talep çok ama tek başıma tüm talepleri karşılayamıyorum. Çevremdekilere de bu sanatı tavsiye ediyorum, öneriyorum ama kimse geleneksel kostüm tasarımcılığına yanaşmıyor. Eski dönemleri anlatan Türk dizileri, filmleri arttıkça bize olan ilgi de artmaya başladı. Bize ulaşıp diziler, filmler için kostüm hazırlamamızı istiyorlar ve biz de kostümlerini hazırlıyoruz. Bununla birlikte eski kıyafetlere ve malzemelere ilgisi olan, bunun koleksiyonunu yapan kolleksiyonerlerin de ilgi alanlarının içerisindeyiz. Onlar da bize ulaşarak kostüm siparişleri veriyorlar. Tarihe çok düşkün olduklarından benden alıp giyenler bile olabiliyor. Evinde, arabasında bu tür şeylere muhakkak yer veriyorlar. Özellikle son dönemlerde bunun çok fazla arttığını söyleyebilirim.”
''HER ŞEY MAKİNELEŞTİ''
Akpınar, seri üretim ve makineleşmenin bu alanda kendisine olumsuz olarak yansıdığını dile getirerek ''Her şey makineleşti. Eşimle oturup bir günde 4 adet '' börk'' yaparken, başka biri makineyle günde 100'e yakın yapabiliyor. Bu tarz durumlar bizleri çok etkiliyor. İmitasyon yapıyor, makinede dikiyor, üretim fazla oluyor. Haliyle bunu elden çıkarmak için uygun fiyata veriyor sürümünü yapıyor ama ben öyle yapamıyorum. Onlar bana çok sekte vuruyor. Karşındaki 30 liraya, 40 liraya börk satarken, benim ürünlerimin üzerinde kullandığım kürk sadece 30-40 lira ediyor. Bu yüzden bana haliyle zararı dokunuyor. '' ifadesini kullandı.
“Unutulmaya yüz tutan sanatlarımız tanıtılmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Akpınar, ''Ankaralılar oldukça igiliydi. Standımızı da çok kişi gezdi. Özelikle çocukların ilgisi çok fazla. Standımıza geldiklerinde kendileri şapkalarımızı takıyorlar, kıyafetlerimizi deniyorlar. Böylelikle yeni nesil de bizim kültürel değerlerimizle tanışmış oluyor. Bu anlamda çok faydalı iş yaptığımızı düşünüyorum ve geleneksel kıyafetlerimizi de tanıtmaya devam edeceğim. Önümüzdeki süreçte de birçok planımız var” dedi.
''KÜLTÜRÜMÜZE YABANCI OLMAYALIM!''
Son olarak, '' Yaşananlardan tecrübe edinip, yaşananları da ona göre değerlendirip analiz etmek gerektiğine vurgu yapan geleneksel savaş kostümleri sanatçısı Yılmaz Akpınar'' Bu analizi yaparken ise şahsi düşünmekten ziyade ülke menfaatleri ön planda tutularak ona göre analiz edilmelidir. Bununla birlikte kültürümüze yabancı olmamayı, çocuklarımızı da kültürümüzü öğrenerek büyümelerini, büyütülmelerini diliyorum” temennisinde bulundu.
(Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)
Muhabir: TE Bilisim