Türkiye birçok sanatçının kendi topraklarında yetişmesine vesile olan ülkelerden birisi. O kadar bereketli topraklarımız var ki birçok başarılı isimle anılmaktan gurur duyuyorum. Kültür alanlarımızdan birisi ise Türk Sanat Musikisi. Gerek yurtdışında gerekse Türkiye’de bilinen, saygı duyulan birçok icracı isim var. Ben ise bugün size Arif Sami Toker’i anlatacağım…

“Arif Sami Toker, 1926 yılında Gelibolu’da dünyaya gelmiş bir sanatçımız. Çok küçük yaşta sesinin güzelliği ile dikkat çekmiş ve okul öğretmenlerinin teşviki ile ortaokuldan sonra Belediye Konservatuarı öğrencisi olmuştur. Konservatuar öğrenimi sırasında birçok hocadan nazariyat ve usul dersleri almış ve besteciliğe başlamıştır. Çok genç yaşta besteciliğinin yanı sıra hocalık yapmış ve Halkevleri korolarını çalıştırmış, yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Arif Sami Toker, Anadolu’yu adım, adım gezip programlar yaparak musikimizi halkımıza tanıtmış bir sanatçıdır.

Sanatçının eskimeyen bir sesi, şahane bir icra tarzı vardır. Türk Musikisinde en çok bestesi bulunan bestecilerimizden biridir. Çanakkale’nin yetiştirdiği nadide sanatçılardan biri idi. Lapseki İlçesi’nde doğmuştur. Çok genç yaşta Üsküdar Musiki Cemiyeti’nden yetişip konservatuar icra heyeti sanatçısı olmuş, bine yakın söz ve saz eseri bestelemiştir.

Uzun yıllar İstanbul Radyosu’nda çalıştıktan sonra Ankara Radyosu ve İzmir Radyosu Müzik Yayınları Şefliği görevini üstlenen sanatçımız, emekli olduktan sonra da çalışmalarına devam etmiş, nazariyat ve usûl konusunda eserler hazırlamış ve besteciliğine devam etmiştir.

Eserleri arasında, “Gam çekme ey güzel n’olsa baharın sonu yazdır, Çek küreği güzelim, Ben derdime hiç çare bulmam saki, Aşkımın ilk baharı, Çıksam şu dağların yücelerine” ve san’at çevrelerinde büyük yankı uyandıran “Erişti nevbahar eyyamı” gibi eserleri ilk akla gelenlerdendir.

Şarkıları dillerde nağme olmuş ve birçok sanatçının eserlerini okuyup para kazanmasını sağlamıştır. Bunlar arasında; “Ben derdime hiç çare bulamam sanki, Sevdim sanma, Talihin elinde oyuncak oldum, Artık gelecek sanma geçti o günler, Gam çekme ey güzel, Erişti nevbahar eyyamı” gibi eserlerini ilk akla gelen eserler olarak sıralamak mümkündür.

Sanatçı, Türkiye’deki sanatçı kaderini değiştirememiş ve yoksulluk içinde Balıklı Rum Hastanesi’nde, âdetâ talihin elinde oyuncak olarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Oysa yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, bütün Türkiye’yi dolaşmış, hoca olarak eserler vermiş bir sanatçımızdı. Onu yalnızlık ve ilgisizlik yıktı denilebilir. Genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı.

27 Nisan 1997’de bestekâr Arif Sami Toker İstanbul’da öldü.” Kendisinin hayatı böyle… Dolu dolu, sanatla geçirilmiş bir ömür. Bize düşen ise kendisini hatırlatmak. Yazıyı okumayı bitirdikten sonra internetten “Talihin elinde oyuncak oldum” adlı ezgisini açın ve dinleyin. Göreceksiniz, sesi ruhunuza çok iyi gelecek…

Editör: TE Bilisim