Haber: Kadir GÜRHAN

Son yıllarda birçok sektörde yaşanan eleman sıkıntısı sanayi sektöründe de yaşanmaya başlandı. Sektörde eleman sıkıntısı yaşanmasının birçok nedeni olduğuna işaret eden TIR tamir ustası Serkan Kara, sanayi sektöründe yaşanan eleman sıkıntısının en önemli nedeninin sanayinin yağlı ortamından çocuklarını uzak tutmak isteyen anne ve babalar olduğunu söyledi. Çocukları okumayan anne ve babalara seslenen yedek parça satıcısı ve TIR Ustası Kara, “Aileler bilinçli olmalı, meslek ayrımı yapmamalı. Çocuklarını sanayide herhangi bir meslek dalına vermeli. Gelecekte toplum olarak sıkıntı çekmemek için onları yetiştirmeliyiz. Mesleğin geleceği parlak, bir ustanın bu meslekte yakın gelecekte kazanacağı para da çok fazla olacak” dedi. 

Sadece Ankara’da değil, tüm Türkiye’de bu sanayi sektöründe eleman sıkıntısı yaşandığına vurgu yapan Kara, “Bu meslekte önceden iş potansiyeli azdı, personel çoktu. Şimdi ise iş potansiyeli çok fazla ama eleman yok. Memleketimizin en büyük sıkıntısı budur. Sanayi sektöründe Iraklılar, Suriyeliler ve Afganlılar olmasın çalışacak eleman yok. Kimse çocuğunu sanayiye göndermiyor. Herkes sanayi pis iştir, yağlı iştir diyor. Herkes oğlunun okumasını temiz bir işte çalışmasını istiyor” diye konuştu. Türk toplumunda TIR şoförlerine yönelik olumsuz bir algı olduğuna da dikkat çeken Kara, “Türk toplumunun kafasında kötü bir TIR şoförü izlenimi var. TIR’cı diyorlar. Bu şoförlerimiz olmasa hiçbirimizin evine yemek, meyve, sebze girmez. Binaların çimentosu, hammaddesi, demiri gelmez. Fazla değil üç gün çalışmasınlar hayat durma noktasına gelir. Uyku uyumadık demezler, yorulduk demezler, yani dört teker üzerinde sürekli farklı sektörler için yük taşırlar” ifadelerini kullandı. 

Genç iş adamı VK Motors’un sahibi Volkan Koçak ise, sektörde birçok fırsatçının olduğunu, bu fırsatçılardan kaynaklı parça fiyatlarının arttığını söyledi.  

“TÜRKİYE EKONOMİSİNİ AYAKTA TUTAN NAKLİYE VE SANAYİ SEKTÖRÜDÜR”

30 yıldır sanayide çalıştığını ve Yaklaşık 15 yıldır Klass Motorlu Araçlar adı altında kendi işyerini işlettiğini belirten Kara, “Bu meslekte önceden iş potansiyeli azdı, personel çoktu. Şimdi ise iş potansiyeli çok fazla ama eleman yok. Memleketimizin en büyük sıkıntısı bu. Sadece Ankara için değil, Türkiye için söylüyorum; sanayi sektöründe Iraklılar, Suriyeliler ve Afganlılar olmasın çalışacak eleman yok. Kimse çocuğunu sanayiye göndermiyor. Herkes sanayi pis iştir, yağlı iştir diyor. Herkes oğlunun okumasını temiz bir işte çalışmasını istiyor. Sanayide çok ciddi paralar kazanılabiliyor, bu mesleğin geleceği parlak ve güzel bir meslektir. Bu mesleğin çeşitliliği çok fazla. Tamircisi, tornacısı, frencisi, makasçısı, pompacısı, enjektörcüsü var. Ama bütün bu sektörlerin tek sıkıntısı elemansızlıktır. Eleman bulamıyoruz. Türkiye’nin ekonomisini şu an ayakta tutan iki sektör var; birincisi nakliyecilik, ikincisi ise sanayidir. İki sektör bittiği zaman Türkiye ekonomisi de bitme noktasına gelir. Biz işi bırakırsak, bu sektörde yetişmiş usta bulamazsınız. Suriyeli, Iraklı ve Afganlı kalır. Onlar da işten anlamıyor, dil yok. Bizim 5 liraya yaptığımız işi onlar 10 liraya yapar” şeklinde konuştu.

“BOZUK PARÇAYI PARA MEMLEKETTE KALSIN DİYE TAMİR EDİYORUZ”

Sanayi sektöründe usta konusunda, birinci sırada Türkiye’nin geldiğini söyleyen Kara, “Başka ülkelerde parça tamiri yapılmıyor. Parça bozulduğunda kaldırılıp atılıyor. Ama bizde o yok, o parçayı para memlekette kalsın diye tamir ediyoruz. Onların bildiği tek şey söküp takmaktır. Mültecileri çalıştırıyoruz ama tam olarak kendilerine güvenemiyoruz. Çünkü her an bizi yüzüstü bırakıp gidebiliyorlar. Çünkü 100 TL bile fazla maaş teklif eden bir yere haber bile vereden geçiyorlar. Aileler bilinçli olmalı, meslek ayrımı yapmamalı. Çocuklarını sanayide de herhangi bir meslek dalına vermeli. Yetiştirsinler ki, gelecekte toplum olarak sıkıntı çekmemeliyiz. Mesleğin geleceği parlak, bir ustanın bu meslekte yakın gelecekte kazanacağı para çok fazla olacak. Bu meslekte süreklilik çok önemli fazla yer değiştirmemek gerekir” dedi. 

“HER MESLEKTE OLDUĞU GİBİ BU MESLEĞİNDE FIRSATÇILARI VAR”

‘Bizim şuan elimizde MAN ve Mercedes motor, şanzıman, defransiyel ve mekanik aksanla ilgili aşağı yukarı 1000’e yakın yedek parçamız var’ diyen Kara, “Avrupa’dan gelen parçalarımız var, onlar Euro bazında geldikleri için fiyat olarak yüksektirler. Bizim kendi ülkemizde üretilen alternatif ürünler var. Bu ürünlerde sıkıntı yaşatmayacak olanları mümkün mertebe tercih edip kullanıyoruz. Yani aşağı yukarı 400 civarında yerli üretim malzeme var” açıklamasında bulundu. Kara, “Pandemi, parça konusunda bizi ciddi derece de etkiledi. Pandemi başlamadan önce 10 liraya sattığımız malzemeyi şimdi 20 liraya alıyoruz. Bu da müşteriyi olumsuz etkiliyor. Alım gücü yetmiyor. Fiyatlar çok yüksek deniliyor. Ama Euro arttığı için bizim elimizde olan hiçbir şey yok. Bir de her sektörde olduğu gibi bu sektörde de fırsatçılar var. Fırsatçılar malzemeyi depoladılar ve piyasaya sürmediler. Piyasadaki malzemeler bittiği zaman karaborsacılık yaparak malzemenin fiyatını iki ya da üçe çıkararak sattılar. Pandemiden dolayı kimisi bu işi bıraktı. Kimisi de resmi kurumlara başvuru yaparak gitti. Çünkü yasaklarda dükkanımızı üç gün açık bıraktık, dört gün ise kapattık. 17 gün boyunca işyerini hiç açamadığımız günler oldu. Ama herkes aile geçindirdiği için zor durumda kaldı. Vergilerimiz, sigortalarımız, faturalarımız ve dükkan kiralarımız var. Bunların hepsini tam ödüyoruz. Herhangi bir yardım da almadık” şeklinde konuştu. 

“TÜRKİYE YÜKÜNÜN ÇOĞUNU TIR ŞOFÖRLERİ SIRTLIYOR”

Türk toplumunun kafasında kötü bir TIR şoförü izlenimi olduğunu ifade eden Kara, “TIR’cı diyorlar. Bu şoförlerimiz olmasa hiçbirimizin evine yemek, meyve, sebze girmez. Binaların çimentosu, hammaddesi, demiri gelmez. Fazla değil üç gün çalışmasınlar hayat durma noktasına gelir. Uyku uyumadık demezler, yorulduk demezler, yani dört teker üzerinde sürekli farklı sektörler için yük taşırlar. Aslında Türkiye’nin yükünün çoğunu bunlar sırtlıyor.  Bana göre ülke ekonomisinin yüzde 35’ini kamyoncu ve TIR’cı karşılıyor. Toplumda bu şoförlere karşı bir olumsuz algı var. Beş parmağın beşi bir değil. Bir kişi kötü diye herkes kötüdür anlamına gelmiyor. İnsanlar ekmek parasını kazanıyor. Medya bu olumsuzluğun baş mimarıdır. Sırf haber olsun diye haber yapanlar var” dedi. 

“BAKIMLARDAN KAYNAKLI BİRÇOK TIR KAZASI İLE KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ”

Gelecekte TIR sürebilecek şoför bulmanın zor olduğunu kaydeden Kara konuşmasına şu şekilde devam etti: “Çünkü profesyonel şoför yok. Hiç TIR kullanmayan şoförler TIR şoförü oluyor. Yaşı geçiyor ve yapabileceği baş iş kalmadığı için ehliyetini yeniliyor TIR şoförlüğünü yapıyor. Fakat hayatında sadece ehliyet alırken TIR sürmüş. Firmalarda piyasada şoför sıkıntısı olduğu için alım yapıyor. Böyle olunca da kazalar kaçınılmaz oluyor. Araçların bakımının zamanında yapılmamasından kaynaklı da birçok TIR kazaya neden oluyor. Bunlar şirketlerden kaynaklı kazalardır, şoförden kaynaklı değil. Denetleme derseniz o da yok. Ondan dolayı mülteci şoförlerin çok olduğunu da söyleyebilirim. Çocuklarımızın geleceği ve istikbali için okumayan çocuklarımızı meslek öğrenmeleri için sanayiye göndermeliyiz. Anne ve babaları bekliyoruz, çocuklarını bize gönderebiliyorlar. Bizim işimiz başkasına kalmasın.”

Recep Can Kara: 17 yaşındayım. Yaşıtlarım okumuyor ve sanayiye de gelmek istemiyor. Bence buraya gelip çalışıp meslek edinebilirler. Çünkü bundan on yıl sonra usta bulunmayacak. Var olanlar da 10 yıl sonra çalışamayacak hale gelecek. Çünkü yoruldular. Bizim gibi gençler gelip çalışmalı ki ellerinde, kollarında atın bilezikleri olsun. 

Ramazan Arda: 20 yaşına girdim. Fethiye’den geliyorum. Fethiye’deyken bu meslekte çalışacağımı tahmin etmezdim. Çünkü herkes sanayiyi kötü düşünüyor ama o kadar kötü değil. Ortamı kötü deniliyor ama öyle bir şey yok. İçimde çalışma isteği var ve burada çalışarak bir meslek sahibi olmak istiyorum. Anne ya da baba parası yiyenlerden olmak istemiyorum. Bundan beş yıl ya da 10 yıl öncesini düşünen yok. Herkes günü yaşamanın peşinde. 

Yusuf Aslan: Bu sektörde çalışan biri olarak gördüğüm şey şudur; ileriki dönemlerde çırak bulunamayacak. Biz bu mesleğin son nesliyiz, bizden sonrası olur mu? Orası belli değil.