28 Şubat Post-Modern Darbenin yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapan Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu (TİHEK), darbenin üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen, darbe mağdurlarının mağduriyetinin hala giderilmediğine dikkat çekti. 28 Şubat mağdurlarının o dönemde açtıkları davaların istisnalar dışında tamamının reddedildiğinin altını Çizen TİHEK, “Hakları ihlal edilen tüm 28 Şubat mağdurlarının taleplerine kulak vermek ve bu talebin gereğini yerine getirmek başta yargı, iktidar ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir” açıklamasında bulundu. Alba Ankara Otel’de düzenlenen basın açıklamasına TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, İkinci Başkan Mesut Kınalı, TİHEK üyeleri ve basın mensupları katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan İkinci Başkan Kınalı, 28 Şubat’ta Necmettin Erbakan’ın müsteşarı olarak görev yaptığını belirterek, “Yasal düzenlemeler yapılarak, en azından baskı altında taraflı yargı tarafından yargılananlar için yeniden yargılama yolu açılmalıdır” dedi. “TEMEL İNSAN HAKLARI ÇİĞNENDİ” Milli Görüş hareketinin kurucu lideri, eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ı, vefatının 9'uncu yılında rahmetle andığını belirten Kınalı, “Türkiye, çok partili siyasi hayata geçtikten sonra her 10 yılda bir darbe ve muhtıralara sahne oldu. Bunların sonucu olarak TBMM ve siyasi partiler kapatıldı, millet iradesi hiçe sayıldı ve başta yaşam hakkı olmak üzere temel insan haklarının birçoğu çiğnendi” ifadelerini kullandı. Kınalı, 28 Şubat darbesinin yapısı ve sonuçları açısından diğer darbelerden farklı olduğuna dikkati çekerek, bu darbenin doğrudan halka ve onun yaşam biçimine karşı yapıldığını belirtti. “MAĞDURİYETLERİN MAĞDURİYETİ DEVAM EDİYOR” Bu darbenin en önemli aktörlerinden Fetullahçı Terör Örgütü'nün, buna her yönüyle lojistik ve maddi destek verdiğini söyleyen Kınalı konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu örgüt darbenin toplum üzerindeki etkisini artırmak için çalıştı. 28 Şubat darbesinin mahkeme tarafından mahkum edildi ancak mağdurların büyük bir bölümünün hala mağduriyetleri giderilmiş değil. Son yıllarda Yükseköğrenimde ve kamuda kılık kıyafet yasağı gibi bazı hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için önemli adımlar atılmıştır. Örneğin; okullarda ve kamuda başörtüsü yasağı kaldırılmış, 5525 Sayılı yasa ile bir bölüm memurun işine geri dönmeleri sağlanmıştır. Ancak bu olumlu gelişmelere rağmen yukarıda da zikredildiği gibi henüz mağduriyetleri giderilmeyen on binlerce kişi bulunmaktadır. Özellikle cezaevlerinde bulunanlar ile işten atılmasa da istifaya zorlamak için sürgüne gönderilerek perişan edilen, hak etmedikleri kıdem ve rütbe tenzili yapılarak çok büyük maddi ve manevi kayıplara uğrayan, sınavları kazanarak atama beklerken hala atamaları yapılmayanların veya ataması yapıldığı halde daha sonra işten atılanların bir an önce mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir. 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimine karşı tanklar önüne yatarak şehit ve gazi olan kahramanlar nasıl övgüye layıksa 28 Şubat sürecinin acımasızlığına göğüs gererek direnenler de övgüye layıktır. Zira çoğu kişinin kutsal değerleri bile ayaklar altına alarak paye kapma yarışına girdiği bir dönemde bu kişiler maddi kayıplara ve psikolojik travmalara rağmen onurlu duruşlarını sürdürmüşlerdir. Bu nedenle 28 Şubat sürecinde maddi ve manevi kayba uğrayan bütün kesimlerin mağduriyetleri bir an önce giderilmelidir. Bunun için gerekirse yasal düzenlemeler yapılarak en azından baskı altında taraflı yargı tarafından yargılananlar için yeniden yargılama yolu açılmalıdır. TİHEK olarak “28 Şubat Post-Modern Darbesinin neden olduğu insan hakları ihlalleri ve halen devam eden mağduriyetlerin bir an önce giderilmesinin de bir insan hakkı talebi olduğuna inanıyoruz.” Kadir GÜRHAN