Türkiye’nin istihbarat alanında belki de en çok merak edilen kurumlarından biri, Teşkilat-ı Mahsusa diğer adıyla Umûr-ı Şarkıyye Dairesi’dir. Bu konuda elle tutulur, bilimsel normlarda kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Öncelikle Teşkilat-ı Mahsusa’dan biraz bahsedelim. Osmanlı, Birinci Cihan Harbi’ne girmek için 2 Ağustos 1914’te seferberlik ilan etti. Ağustos ayı içerisinde Teşkilat-ı Mahsusa, diğer adıyla Umûr-i Şarkiyye Dairesi için İstanbul’da bir merkez oluşturuldu ve başına da Süleyman Askeri Bey getirildi. Yarı askeri gizli bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa, Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya bağlı olarak çalışacaktı ve Osmanlı Devleti’nin düşmanlarının askeri gücünü yıpratmak amacıyla casusluk ve sabotaj faaliyetlerinde bulunacaktı. Asıl amacı ise İslam dünyasını ve Müslüman Türkleri bir bayrak altında toplamak, iç güvenliği sağlamak ve Osmanlı Devleti’nin daha fazla toprak kaybetmesini önlemekti. Ülke içinde gönüllüler, asker kaçakları ile eşkıyalardan birlikler oluşturulacak ve bunlar olası bir savaşta savunmaya yardımcı kuvvetler olacaktı. Teşkilat aslında Birinci Dünya Savaşı öncesinde değil, Balkan Savaşı öncesinde kurulmuştu. 1911-1918 yılları arasında Orta Doğu, Orta Asya, Güney Asya, Kuzey ve Orta Afrika’da faaliyet gösterdi. Şimdi gelelim bu konudaki en önemli çalışmaya. Şu an için sadece iki cildi yayımlanan ve bir dönem Genelkurmay ATESE Başkanlığı’nda arşiv şube müdürlüğü yapan asker kökenli Ahmet Tetik’in kaleme aldığı “Teşkilat-ı Mahsusa (Umûr-ı Şarkıyye Dairesi) Tarihi” isimli eser, bu konuya meraklı, akademisyen, araştırmacı herkese kaynaklık edecek bir çalışma. Bu çalışma, Teşkilat-ı Mahsusa’nın bugüne dek daha çok anılar üzerinden okunan ve ancak sınırlı sayıda akademik araştırmaya konu olan tarihini, arşiv belgeleriyle ortaya koyarak hazırlanmış. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri ve ATASE’den derlenen belgeler, Teşkilat-ı Mahsusa’nın kuruluşundan kapatılışına tüm faaliyetlerini resmi kayıtlara geçtiği şekliyle gözler önüne seriliyor. Söz konusu kitabın ilk cildi, 1914-1916 yılları arasını kapsıyor. İkinci cilt ise 1917 yılını yani savaşın üçüncü yılını anlatıyor. Bu hacimli ama kişisel kütüphanenizde mutlak olması gereken kitabı okurken dünü öğreniyor, bugünü değerlendiriyor, yarını düşünüyorsunuz…