Herkesin kendine özgü bir tatil anlayışı var. Kimisi bulunduğu yerde kalamıyor, şehir şehir gezmeyi tatil olarak görüyor. Kimisi pahalı otellere gidip, yediğim önümde yemediğim arkamda furyasına kapılıyor ona katılıyor. Kimisi evde uyumayı, kitap okumayı, film izlemeyi ya da hiçbir şey yapmamayı bütün eğlencelere tercih ediyor. Yani herkesin ruhunu ve vücudunu dinlendirme şekli birbirinden farklı. Örneğin ben tatil için şehir dışına çıkınca yorulan güruhtanım. Yollar, gezmeler, bir türlü yerinde durmamalar bazı bünyeleri yoruyor işte. Tatil anlayışı tamamen yapı ve karakter meselesi… İnsanın çeşidi eşittir tatil çeşidi şeklinde bir sonuç ortaya çıkıyor. Ne olursa olsun, dinlenmek ve eğlenmek güzel şey… Bütün çalışmaları, o koşturmaları bırakmak demek. Yapılan bütün eylemlerden dolayı kendine hediye vermek demek tatil yapmak… Kafayı rahatlatmak, vücudu dinlendirmek ve bütün her şeye rağmen kendini ödüllendirmek demek… Tatil yapmayı, otellere gitmeyi, bütün bir yaz şehirde durmamayı marifet sayan bir güruh var ama. Tatil yapmayı bir meziyet gibi gören, önüne gelene bunu anlatmak isteyen bir güruh… Gerçekten komik duruma düşen ama bunun kesinlikle farkında olmayan bir güruh… Kimsenin sizin eğlenmenizde, gezmenizde gözü yok ama anlamıyorlar işte. En güzeli kafa tatili yapmak bunu bir anlasak… Gerçekten zihin temiz olmadığı sürece insan dinlenmiş mi dinlenmemiş mi bir şey anlamıyor… Moraliniz bozuk olsun, isterseniz dünyanın en güzel mekanlarına gidin, olaylarına dahil olun yine de bir faydasını göremezsiniz… Bu nedenle önce kafayı sonra vücudu dinlendirmek en mantıklı durum olacaktır. Herkesin gönlünce eğlenebileceği, ruhunu dinlendirebileceği tatiller diliyoruz…