Haber: Türkan Çatal Yıldız

İklim Değişikliği, Politika ve Araştırma Derneği, “Çevre Mevzuatına Uyum Süreci Bağlamında: Çayırhan Termik Santrali” raporu sonuçlarını Ankara’da yaptığı basın toplantısı ile açıkladı. Dernek Başkanı Baran Bozoğlu yaptığı değerlendirmelerde santralin yerleşim yerlerinde yarattığı tehlikelere dikkat çekti. Termik santralde yer alan tehlikeli atıkların Nallıhan’da bulunan Sarıyar Barajı’na ulaştığını ifade eden Bozoğlu, barajın aynı zamanda İstanbul’a su sağladığına ve İstanbul’un suyunun da tehlike altında olduğuna vurgu yaptı. 

Çayırhan Termik Santrali’nin çevreye etkilerini raporlayan İklim Değişikliği, Politika ve Araştırma Derneği, santralin kül barajının teknik ve bilimsel değerlendirmelerinin yapılmadığını ve her an yıkılma riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Dernek Başkanı Baran Bozoğlu, “İstanbul’un su kaynağı Sarıyar Barajı, ciddi risk altında” dedi. Santrale dört ayda toplam 354 bin TL para cezası kesilmesine karşın santralin halen baca gazı limitlerine uymadığını dile getiren Bozoğlu, bölgede yaptıkları ölçümlerde havadaki kirletici maddelerde de sınır değerlerin çok üstünde olduğunu ve Çevre Bakanlığının 2007 yılında bölgede kurdurduğu iki hava kalitesi ölçüm istasyonunun da çalışmadığını vurguladı. 

MEVZUAT ESNEKLİKLERİ İLE ÖNLERİ AÇILDI

İklim Değişikliği, Politika ve Araştırma Derneği, “Çevre Mevzuatına Uyum Süreci Bağlamında: Çayırhan Termik Santrali” raporu hazırladı. Raporun sonuçlarını düzenlenen toplantı ile kamuoyuna açıklayan Dernek Başkanı Baran Bozoğlu, iklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının yüzden 70’ten fazlasının enerji üretim kaynaklı olduğunu belirterek, Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine ulaşılabilmesi için fosil yakıt kullanımı ile oluşan sera gazlarının azaltılması gerektiğini kaydetti. Dernek olarak bu kapsamda kömürlü termik santralleri mercek altına aldıklarını vurgulayan Bozoğlu, Türkiye’de 13 adet termik santralin ihale ile özel sektöre devredildiğini hatırlattı. Bu tesislerin çevresel yatırım yapmamalarından kaynaklı bir kısmının faaliyetlerinin 2020 yılında durdurulduğunu da hatırlatan Bozoğlu, “Çevre izni sürecine giremeyen bu tesisler ve çevre izni sürecinde olan diğer tesislerin tamamı mevzuatta yapılan esnekliklerle çalışmalarının önü açıldı ve izin verildi” dedi. 

AĞUSTOS AYINDA SINIR DEĞERLER AŞILDI

Hazırladıkları raporla Çayırhan Termik Santrali’nin çevreye etkilerine mercek tuttuklarını dile getiren Bozoğlu, “Türk Akreditasyon Kurumundan (TÜRKAK) akredite ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan yetkili laboratuvarla yaptığımız 1 aylık partikül madde 10, partikül madde 2,5, kükürt dioksit ve azot oksit ölçümlerinde Çayırhan Termik Santrali’nin havayı yoğun bir şekilde kirlettiğini, bölgede yaşayan vatandaşlarımızda sağlık sorunları oluşma riskinin olduğunu, kuş cenneti ve doğal yaşamı doğrudan olumsuz etkilediğini tespit ettik” diye konuştu. Isınmadan kaynaklı kirliliğin olmadığı dönemde Ağustos ayında ölçüm yaptıklarını anlatan Bozoğlu, Karaköy ve Uluköy bölgelerinde ciddi seviyede hava kirliliği yaşandığı görüldüğünü de aktardı. 30 günlük ölçümlerin tamamında Türkiye ve AB mevzuatlarına göre sınır değerlerin aşıldığını kaydeden Bozoğlu, şunları söyledi: “Partikül Madde 10 ve Partikül Madde 2,5 akciğer kanseri, bronşit, kronik faranjit gibi üst ve alt solunum sistemi hastalıkları yapmaktadır. PM10-1 noktasında yapılan ölçüm sonuçları, ölçüm yapılan 30 günün tamamında SKHKKY’nde (çevre mevzuatımızda) belirtilen günlük ve yıllık sınır değerleri, ölçüm yapılan 29 günün tamamında Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği günlük ve ölçüm yapılan 30 günün tamamında Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği yıllık kılavuz değerleri ve Avrupa Birliği’nde (AB) geçerli olan günlük ve yıllık ortalama limit değerleri aşmaktadır. PM10-2 noktasında yapılan ölçüm sonuçları, ölçüm yapılan 30 günün tamamında SKHKKY’nde belirtilen günlük ve yıllık sınır değerleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği günlük ve yıllık kılavuz değerleri ve Avrupa Birliği’nde (AB) geçerli olan günlük ve yıllık ortalama limit değerleri aşmaktadır. PM2,5-1 ve PM2,5-2 noktalarında yapılan ölçüm sonuçları, ölçüm yapılan 29 günün tamamında DSÖ’ün önerdiği günlük kılavuz değerleri ve ölçüm yapılan 30 günün tamamında DSÖ’ün önerdiği yıllık kılavuz değerleri ve ölçüm yapılan 29 günün tamamında AB’de geçerli olan yıllık ortalama limit değeri aşmaktadır.

SANTRAL CEZALARA RAĞMEN ÇALIŞIYOR

Çayırhan Termik Santrali’ne baca gazı limitlerine uymadığı için Şubat, Mart aylarında 176 bin 998 TL para cezası kesildiğini kaydeden Bozoğlu, aynı şekilde Nisan ve Mayıs aylarında da limitlere uyulmadığını ancak ikinci defa olduğu için cezanın artırılması gerekirken aynı miktarda para cezası kesildiğini söyledi. Santralin çevre mevzuatına aykırı şekilde çalışmaya ve havayı kirletmeye devam ettiğini anlatan Bozoğlu, santrale kömür sağlayan madenin de çevre izni bulunmadığını aktardı. Bu süreç için de yaptırım uygulanmadığını vurgulayan Bozoğlu, santraldeki kül depolama barajına ilişkin risk ile ilgili de şu uyarılarda bulundu: 

ÇAYIRHAN TERMİK SANTRALİ KÜL DEPOLAMA BARAJI ÇÖKMEK ÜZERE

“Çayırhan termik santralinin çevre izni alma sürecinde atık sahasına dair hazırlanan akademik raporda 560 metre kota kadar depolama yapılabileceği belirtilmiştir. Ancak ne söz konusu akademik raporda ne de ilgili kurumlara verilen bilgi ve belgelerde kül barajının statiği, detaylı teknik ve bilimsel değerlendirmesi bulunmamaktadır. Yaptığımız saha araştırmalarında normal şartlarda 1,2 milyon ton yıllık kül oluşturan bu santralin, depo sahasında 30 milyon ton civarında külün biriktiğini ön gördüğümüzde ve kotunu irdelediğimizde kül barajının her an yıkılma riski taşıdığını gözlemlemekteyiz. Kül barajının çökmesi durumunda, İstanbul’un da su kaynağı olan ve tarımsal sulama için de kullanılan Sarıyar Barajının ciddi bir kirlilik riski altında olduğunu, barajın çeperindeki yerleşim yerlerinin risk altında olduğunu ve Juliopolis Nekropol’ü olan tarihi alanın da risk altında olduğunu üzülerek paylaşmak istiyoruz. Külün yapısına dair yapılan incelemenin periyodik hale getirilmesi gerekmektedir, külün toksik maddeler bulundurduğu bilinmektedir. Bir an önce kül barajına dair teknik, bilimsel incelemeler yapılarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.” 

KAPATILMASI ADİL DÖNÜŞÜM SÜRECİ İLE PLANLANMALI

Kömürlü termik santrallerin çevreyi, doğayı kirlettiği, insan sağlığını riske attığı tüm bilimsel çalışmalarda ortaya konulduğunu dile getiren Bozoğlu, şöyle devam etti: “Ülkemizde özellikle özelleştirilmiş ve özelleştirilmesi planlanan santraller günümüz teknolojisi ve bilimsel değerlerle incelendiğinde çevre kirliliği yarattığı ve bu kirliliğin önlenemediği görülmektedir. Bir taraftan hava kirliliği yaratan bu santraller öbür taraftan da oluşturdukları milyonlarca ton atıkla geri kalmışlığın sembolü haline gelmişlerdir. Paris İklim Anlaşmasına taraf olan ülkemiz 2053 karbon nötr hedefini tüm dünya ile paylaşmıştır. Söz konusu termik santraller dünyanın yaşadığı iklim krizinin ana aktörleridirler. Ülkemizin koyduğu 2053 hedefine ulaşılabilmesi için de tıpkı diğer dünya ülkelerinin yaptığı gibi kömürlü termik santrallerden kademeli bir şekilde çıkılması planlanmalıdır. 44 yılı devirmiş bu termik santralin, ülkemize ve dünyaya örnek olacak bir şekilde kapatılmasının adil dönüşüm süreci ile planlanması, emekçilerin, bu alanda ailesini geçindiren tüm tarafların zarar görmeden yeni iş imkanları ile buluşturulması artık bir zorunluluk haline geliştir. Dünyada ve ülkemizde enerji verimliliği, yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına dair yeni teknoloji ve yatırımlar yoğunlaşmış ve maliyetler azalmıştır. Eskimiş, kirletici yükü yoğun olan termik santraller hiç kuşkusuz ömrünü doldurmuştur. Dernek olarak çağrımız, ekonomik ve toplumsal riskleri azaltmak adına ve iyi bir örneği hayata geçirmek adına ülkemizin “adil dönüşüm” sürecinin Çayırhan Termik Santrali ile başlatılmasıdır.”

Editör: TE Bilisim